Taberi:Camiül Atyan Fi tefsiril Kur´an:Nisa=118-119 Tefsiri

Nisa=118-119: O şeytan ki Allah ona lanet etti. O da şöyle dedi: "Yemin olsun ki kullarından belirli bir kısmını alacağım. Onları mutlaka saptıraca­ğım. Onları boş kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim. Hayvanla­rın kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim, Allah´ın yaratışını değiştirecekler." Kim, Allah´ı bırakıp da şeytanı dost edinirse şüphesiz ki o, apaçık bir hüsrana uğramış olur.

Allah'ı bırakıp da dişilerin adlarını taktıkları bir kısım putlara tapan ve böylece Allah'ın huzurundan kovulmuş olan şeytana tapmış olan bu müşriklerin varacakları yer cehennemdir. Tapmış oldukları o şeytanı ise, Allah, rahmetinden uzaklaştırmış ve rüsvay etmiştir. Şeytan da rabbine, aldatmaları ve vesveseleriyle kullarından belli bir kısmını yakalayacağını, onları İslamdan saptırıp inkâra düşüreceğini ve bir kısım boş kuruntularla onların kalblerini kaydıracağını ve o kullara emrederek bir kısım hayvanların kulaklarını yardırıp putlara adatacağını yine onlara emredip Allah'ın yarattığı şekli değiştirmeye sürükleyeceğini söyle­miştir. Allah da şeytanın aldatıp kendisine bağladığı bu kimselere, apaçık bir hüsrana düşeceklerini beyan etmiştir.

Taberi diyor ki: "Eğer denilecek olursa ki "Şeytan, Allah'ın kullarından bir kısmını kendisine nasıl bağlayabilir " Cevaben denilir ki "Şeytan onları doğ­ru yoldan saptırarak, onları kendisine itaat etmeye çağırarak ve onlara sapıklığı ve inkarı süslü göstererek onların ayaklarını doğru yoldan kaydırır.İşte bunlar­dan, şeytanın çağırışına ve süslü gösterdiği şeylere uyanlar ve bu âyette zikredilen,şeytanın kendisine bağladığı belli kimselerdir. Allah teala şeytanın bu dav­ranışını zikrederek, doğru yolu gördükten sonra Peygamberle ayrılığa düşenle­rin şeytanın payına düştüklerini beyan etmiştir.

Âyet-i kerimede, şeytanın bir kısım kullara emrederek onlara, hayvanla­rın kulaklarını yardırdığı beyan edilmiştir.Burada, kulaklarının yardırılacağı be­yan edilen hayvanlardan maksat, bu şekilde işaretlenerek tağutlara ve putlara tahsis edilen "Bahire" ve "Şaibe" gibi isimlerle isimlendirilen hayvanlardır.

Bu hususta Katade ve Süddi demişlerdir ki: "Şeytanın müşriklere verdiği vesvese üzerine onlar hayvanların kulaklarını yarıp "Bahire" ve "Şaibe" adını takıyor ve putlarına adıyorlardı."

Âyet-i kerimede, şeytanın, kendisine uyan insanlara emrederek Allah'ın yaratışını değiştireceği zikredilmektedir. Müfessirler, âyette geçen ve "Allah'ın yaratışı" diye tercüme edilen ifadesini çeşitli şekillerde izah etmişlerdir.

a- Abdullah b. Abbas, Enes b. Malik, Rebi1 b. Enes, İkrirne ve Ebu Sa­lih´e göre burada bir kısım insanların, şeytanın kendilerine emretmesiyle değiş­tirdikleri "Allah'ın yaratışı"ndan maksat, hayvanları kısırlaştırmaktır. Ancak Hasan-ı Basri´nin, koçlarını kısırlaştırılmasında bir mahzur gönnediği, Mücahid'in de buradaki ''Allah'ın yaratışından maksadın, "Allah'ın dini" demek olduğu rivayet edilmiştir.

b- Abdullah b. Abbas, İbrahim en-Nehai, Mücahid, îkrime, Hasan-ı Bas-ri, Katade, Kasım, Süddi, Dehhak ve İbn-i Zeyd´den nakledilen diğer bir görüşe göre âyette bir kısım insanların, şeytanın emriyle değiştirdikleri zikredilen "Al­lah'ın yaratışından maksat, "Allah'ın dinidir" Buna göre şeytana tabi olanlar, onun emriyle Allah'ın dinini değiştirmeye kalkışırlar." demektir.

c- Hasan-ı Basri ve Abdullah b. Mes´ud´dan nakledilen diğer bir görüşe göre burada "Allah'ın yaratışını değiştirme" diye zikredilen şeyden maksat, in­sanların "Dövme" yaptırmaları, dişlerini törpületerek aralannı açtınnalan, tüyle­rini aldırmaları vb. şeylerdir.

Bu hususta Abdullah b. Mes'ud'un şunları söylediği rivayet edilmiştir. "Allah, vücuduna dövme yaptıran kadına da yapan kadına da, tüylerini alan kadına da aldıran kadına da, güzeleşmek için dişlerini torpilleterek aralarını açan kadına da, hasılı, Allah'ın yarattığını değiştiren her kadına da lanet eder. 

Taberi diyor ki: "Bu görüşlerden tercihe şayan olanı, "Allah´ın yarattığın­dan maksat Allah'ın dinidir." diyen görüştür. Zira diğer bir âyet, bu âyetteki "Allah'ın yarattığından maksadın", Allah'ın dini olduğunu ifade etmektedir ki o âyet de şudur: "Ey Muhammed, hakka yönelerek yüzünü dosdoğru bir şekilde dine çevir. Bu, Allah´ın insanlara verdiği bir fıtrattır. 

Âyet-i kerimede geçen "Allah'ın yaratışından maksadın din olduğu söy­lendiği takdirde burada zikredilen diğer bütün görüşler bunun içine girmiş olur.Zira, Allah'ın, kısırlaştırmasını yasakladığı varlığı kısırlaştırmak, dövme yap­mak gibi yasakladığ işeyleri yapmak, Allah'a karşı gelmektir ve onun dininin hükümlerini değiştirmeye kalkmaktır. Âyeti genel bir şekilde yorumlayarak di­nin herhangi bir hükmünü değiştirmeye kalkmanın burada zikredildiğini söyle­mek dinin sadece belli hükümlerinin değiştirilmesini kasdettiğini söylemekten daha evladır. Âyetin sadece kısırlaştırmayı veya dövme yaptırmayı yasakladığı­nı söylemek onu geniş mânâsından çıkarıp dar bir mânâda izah etmek olur ki bu da isabetli değildir.

Âyeî-i kerimenin sonunda "Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse şüphesiz ki o, apaçık bir hüsrana uğramış olur." duyurulmaktadır. Allah teala âyet-i kerimenin bu bölümünde, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Al­lah ve Resulüyle ayrılığa düşen, dolayısıyla şeytanın taraftarı olan insanların ha­lini bildirmekte ve buyurmaktadır ki, "Kim Allah'a isyanda ve emirlerine karşı gelmekte şeytana itaat eder, onu dost edinir ve yardımcı kabul edecek olursa şüphesiz ki o apaçık bir şekilde hüsrana sürüklenmiş ve kendisine yazık etmiş olur. Zira Allah'a karşı günahlarından dolayı Allah'ın onu cezalandırması halin­de şeytanın ona yardım etmeye hiçbir gücü yoktur. Bilakis onun şeytana muhtaç olduğu bir sırada onu yalnız bırakıp ondan uzaklaşacaktır. Şeytan öyle bir kişi ile dünyada yaşadığı sürece ve cezalandırılması ertelenmiş olduğu müddetçe be­raber olur. Nitekim bu husus, bundan sonra gelen âyette açıklanmaktadır.



Camiül Atyan Fi tefsiril Kur´an