İslam Öncesi Bilim

Özellikle İslam öncesi bilim adamlarını yazdım,ki müslümanlar tarih kuranla başladı iddialarından vazgeçerler belki diye.Bi Kur'an'daki mucize denilenlere bakın,bir de eski bilim adamlarının ne keşifler yaptıklarına.Dediğim gibi araştırmadan ve düşünmeden yoksun müslümanlar Kur'an'dan önce hiçbir bilgi bilinmiyor sanıyorlar.Fakat tarih tam tersini söylüyor.Umarım bunları gördükten sonra artık,iddialarından ve Kur'an'a bilimsel demekten vazgeçerler.

İSLAM ÖNCESİ BİLİM TARİHİ

Astronomi, gök cisimlerini ve gök olaylarını inceleyen bilim dalıdır. 2000-3000 yıl önce günlük yaşamın bugünkü kadar karmaşık olmadığı düşünülürse, insanlar gece gökyüzüne daha çok bakma imkanı bulabilmişlerdir.

Dikkatlerini çeken her şeyi kafalarında biriktirmişler, kayalara işlemişler, çocuklarına anlatmışlardır. Bize ise onların kaydettikleri bilgiler kalmıştır. Gökyüzü eski tarihlerde farklı görünümlerde olmuş olabilir. Örneğin; Sirius (Akyıldız) yıldızının günümüzde çok zor görülen ileşeni Sirius B, Afrika’da bir kavim tarafından kayalara tarihin ilk çağlarında işlenmiştir.

İnsanların ilk ortaya çıktığı tarihlerde Güneş’imiz ise kırmızı, Dünya’nın atmosferi kalın, Dünya daha sıcak, her taraf volkanlar ve sıcak sularla kaplı idi. Atmosfer daha kalın olduğundan gökyüzü kapalı, bulutlu ve açık olduğunda bile net bir gökyüzü yoktu. Bu yüzden gökyüzünde bugünkünden daha farklı bir gökyüzü vardı.

Eski tarihlerde gökyüzünden yol ve yön bulmada yararlanılıyordu. Gök cisimlerinin zamanla konumlarını karşılaştırıp, yıldızları gruplara ayırıp bir takım cisim ve hayvanlara benzetmişlerdir. Bu tür gözlemler insanların yaşamına kolaylık sağladığı için onlardan yararlanma yoluna gitmişlerdir. Örneğin; İpek Yolu’nda, gece kervanlar yolculuk yaparken yollarını kaybetmemek için gökyüzündeki parlak cisimlerin konumlarından faydalanmışlardır.

Öncelikle zaman ve konum belirlemede insanlara gökcisimleri yararlı olduğundan astronomi gelişmiştir. Eski tarihlerde insanlar bunun için sadece duyu organlarını kullanmışlar, daha sonra yani 1610 yılına gelindiğinde teleskobun kullanılmasıyla bilgi birikimi artıyordu. Son yıllarda ise farklı dalga boylarında dedektörlerin yapılması ve kullanılması ile astronomi gelişiminin hızı daha da artmıştır. Atmosfer dışı gözlemlerin başlamasıyla bilgi birikimi çok yüksek seviyeye ulaşmıştır.

Takvim kavramı da o dönemlerde ortaya çıkmıştır şöyle ki; insanlar o dönemlerde Güneş’in ve Ay’ın ufukta farklı yerlerden doğup battıklarını keşfetmişler ve bu gökcisimlerinin düzenli olarak değişiminden yararlanmışlardır. Mevsimsel değişimin,sıcaklık değişiminin bir yıllık dönemle değiştiğini buluyorlar, yaşamlarını Ay’a göre planlayıp, onu saat ve takvim olarak kullanıyorlar. Doğa koşullarının özellikle mevsimlerin Ay’la bir ilişkisi olmdığını, Güneş’le bağlantılı olduğunu görüyorlar. Ay’a bağlı takvimi bırakıp Güneş’e bağlı takvimler kullanıyorlar. Hatta bazen yıldızları da takvim olarak kullanıyorlar. Örneğin; Eski Mısır’da Nil Nehri taşmaya başladığında Akyıldız’ın en iyi görüldüğü konumda bulunduğunu tespit etmişlerdir.

Günümüzde astronomi bilgisine pek ihtiyaç duymuyoruz. Uzak geçmişte günlük yaşantıda astronomi bilgisine özellikle ticaret hayatında gece yolculukları sırasında yön bulmada ihtiyaç duyulmuştur. Yaşanılan yerleşim merkezlerinin fazla aydınlatılmadığı dönemlerde gökcisimleri daha parlak, daha canlı gözlenebilmektedir.

M.Ö. 3000 – M.Ö. 600 Yılları Arasındaki Astronomi Çalışmaları

ESKİ ÇİNLİLER : ( M.Ö. 3000 – M.Ö. 600 ) 

Eski Çinliler’de medeniyet oldukça ileri bir seviyedeydi. Şöyleki; Türkler’ den korunmak için Çin Seddi’ni yapmışlardır.

Ay’ın ve Güneş’in görünür hareketlerini çok sağlıklı saptamışlar. 1 yılın 365.25 gün olduğunu biliyorlarmış ve buna göre takvim yapmışlar. Tutulmaları gözlemlemişler ve nedenlerini doğru olarak yorumlamışlar, bunların dönemli olduğunu görmüşler. Ay ve Yer’in yörünge hareketlerini belki de biliyorlardı.

Süpernova, nova patlamalarını kaydetmişler. Günümüzde bu kayıtlardan yararlanarak yıldız evrimi modelleri denetlenmektedir.

Güneş lekelerini gözlemişler, fakat nasıl gözledikleri bilinmiyor. Gezegen gözlem kayıtları yoktur.

BABİLLER 

Aynı dönemde Babiller’de de oldukça fazla astronomi çalışmaları vardı. Öncelikle Babiller, Çinliler’in bildikleri bilgilere sahipti. Gezegenlerin yıldızlardan farklı olduğunun kanıtlarına ilk olarak Babiller’de rastlıyoruz. Gezegenlerin geri hareketlerini izlemişler, fakat bunlar hakkında yorum ve kanıtlar yok. Çinliler gibi tutulmaları izlemişler ve tutulmanın dönemini bulmuşlar: 18 yıl 11 gün (saros dönemi).

Babiller zamanında şu düşünce gelişmiştir: Dünya’da birçok insan ve gökyüzünde de birçok yıldız var, her insanın bir yıldızı olmalı. Güneş’in, Ay’ın ve gezegenlerin doğma batma zamanları ve yıldızların sönmesi gibi olaylar insanların hayatlarıyla ilişkili olabilir. Bu ilişkileri anlamak için gözlemler yapmışlar fakat bu konudaki soruları yanıtlayamamışlar. Yıldızların gökyüzündeki hareketlerinin insanların hayatlarını, karakterlerini etkiliyor diye düşünüyorlar. Böylece “astroloji” nin bu çağda doğduğunu görüyoruz.

MISIRLILAR 

Mısırlılar’da bu dönemde Sirius yıldızının hareketlerine göre takvim yapmışlar. Sonraki dönemlerde Güneş takvimine geçilmiştir.1 yıl 365 gün alınmıştır. Özellikle geometride oldukça ileriydiler. Daire ile ilgili bilgileri var ve pi sayısı biliniyor. Merkür ve Venüs’ün Güneş etrafında dairesel yörünge hareketi yaptığını biliyorlardı.

Eski İngiltere : Bu dönemde daha çok Ay, Güneş ve gezegenlerin görünür hareketlerine ait gözlemler. En önemli yapıt “Stonehenge” denilen yapı: Her biri 5 – 10 ton ağırlığında, 15 – 20 tane taş, bir arazi içinde iç içe daireler üzerine dizilmiş, 2 – 3 m. boyunda değişik boylarda taşlardan oluşmuştur. Belli numaralı taşların doğrultusundan bakılınca belli gök cisimlerinin doğma batma konumları bulunuyor.

AMERİKA 

Maya’lardan bize kalan kayıtlar; burçlar kuşağı, Ay, Güneş ve gezegenlerin günlük hareketleri üzerine. Güneş burçlar kuşağının merkezine konulmuş. Bunlar da Güneş takvimi kullanmışlar.

M.Ö.600 – M.S. Yılları Arasındaki Astronomi Çalışmaları 

ESKİ YUNANLILAR :

Bu dönemde günümüzdeki üniversitelere benzer okullar vardı. Astronomide bu döneme ait gelişmeler filozofların tek tek katkıları şeklinde olacaktır.

THALES : ( M.Ö. 640 - M.Ö. 545 ) 

Geometriye dayalı çalışmalarda bulunmuştur. Geometriyi iyi bildiği için Ay’ın ve Güneş’in görünür hareketleri üzerine çalışmıştır.

Dünya’nın denizlerle çevrili düz bir kara parçası olduğunu düşünmüş. Thales’in bıraktığı dünya haritası yukarıdaki gibidir. Haritada Akdeniz, Avrupa ve İskandinavya kıyıları çok iyi çizilmiş. Bu harita üzerinde işlenenler ve Dünya’nın düz olduğu düşüncesi yeni değil, eski Çinliler’den alınmış bilgilerdir.

PARMANIDES 

M.Ö. 550 yıllarında çalışmalarını yaptığı biliniyor. Kayıtlara göre Dünya’nın yuvarlak olduğunu düşünen ilk bilgin ve diğer kavimlerden kalan gözlemsel bilgilere dayalı olarak bir Güneş Sistemi oluşturmuş.

Modelde Dünya merkezde, Ay Dünya’nın etrafında dairesel yörüngede dolanıyor. Ay’dan sonra Güneş var, Güneş’ten sonra doğru sırada Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenleri yer almıştır.

ANAXIMENDES 

Dünya'nın yuvarlak olduğunu kabul etmiş. Tutulmalardan yararlanarak Güneş'in yarıçapını tahmin etmiş. ( Rg = 27 Ry ) Tutulmalardan Güneş'in uzaklığını 27 Ry olduğunu tahmin etmiştir.

Yanlış bir iddiada bulunmuştur. Yıldızları bir yüzey üzerindeki deliklerden Güneş'in ışığının geçmesi olarak düşünmüş. Gündüz bu yüzeyin arkasından çıkan Güneş görülüyor, gece bu yüzeyin arkasına geçen Güneş'in ışığının yüzeydeki deliklerden geçmesi ile yıldızları oluşturduğunu iddia etmiştir.

ANAXIMENES  

Ay, Güneş'ten aldığı ışığı yansıtarak parlak görülür demiştir. Fakat bu gök cisimlerini ( Ay ve Güneş ) düz yüzeyli silindir yapılı cisimler olarak tanımlamıştır. Yıldızları kristal birer çivi olduğunu ve yüzeyde sabit olduğunu düşünüyor.

PHILALOS

Dünya, evrenin tam merkezinde değildir diyor ve gözlemleri daha dikkatli değerlendiriyor. Dünya'nın tam merkezde olmadığını, biraz merkezden farklı bir yerde olduğunu ileri sürüyor.

EUDOXUS

Dünya'nın, evren modelinde merkezde yer aldığını belirtmiştir. Ayrıca Eudoxus'a göre gezegenler ikincil çemberler üzerinde dolaşıyorlardı. Bu modelin oluşmasında Permenides, Philalos ve Pythagoras'ın görüşlerinden faydalanmıştır. Tutulmalardan faydalanarak Ay ve Güneş'in uzaklıklarını, yarıçaplarını karşılaştırmıştır. Eudoxus'un önemli katkısı 2.cil çemberleri düşünmesidir. İkincil çemberlere "episaykl" denilmiştir. Gezegenlerin görünür hareketindeki gözlemsel sonuçları sağlamak için çemberlerin varlığını ileri sürmüştür. O günlerde 5 gezegen biliniyordu. Ay ve Güneş'le birlikte 7 tane gök cismi biliniyordu. 7 tane birincil çember olmak üzere toplam 27 tane çember ile gözlemleri açıklamaya çalışmıştır.

Eudoxus'tan sonra sırasıyla Galluppus, Empedokles, Leukippus, Demokritus, Plato gibi o dönemin astronomları araştırmalar yapmıştır...

ARISTO : ( M.Ö. 384 - M.Ö. 322 )

Zamanın filozoflarından olan Aristo, Ay evrelerini doğru açıklamıştır. Ay'ın ışık yaymadığını Güneş'ten aldığı ışığı yaydığını doğru olarak açıklamıştır. Ay tutulması sırasında Dünya'nın gölge sınırı Ay üzerindeki görüntüsü yay şeklinde olduğundan Dünya küre biçimli olmalıdır yorumunu yapmıştır. Dünya'nın küre olduğunu gösteren ilk kanıttır. Eudoxus modeline inanıyor ve o modeli geliştiriyor. Geliştirdiği bu modeli yeni gözlemlerle açıklamak için 55 küreye ihtiyaç duyuyor. Çember değil küre olmasının nedeni dini inanışlara dayanmaktadır. Gök cisimleri hep küre biçimlidir. En mükemmel cisim Dünya, diğerleri Dünya' ya benzemiyor. Gök cisimlerinin boşlukta nasıl durduklarını düşünmüşler, bu soruya buldukları cevap, gök cisimlerinin görünmez küreler üzerinde durduğu şeklindedir.

Birbiri üzerinde dönen ve kayan kristal küreler ses çıkarıyorlar. Sadece günahsız iyi kullar kürelerin sesini duyabiliyorlar. Gök cisimlerinin dönmelerini frekansa çevirince 7 tane ayrı ses, nota bulunmuştur. Müzik bu şekilde doğmuştur. 7 tane birincil çember vardır. Satürn'ün dışındaki kürede yıldızlar var. Bu kürelerin araları sayıldığında yedi tane kat var. Bütün büyük dinlerde bu yedi aralığa göğün 7 kat olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Yedi gök cisminden haftanın her gününe birinin adı verilmiş. Haftanın 7 gün olması da o dönemdeki gök cisimlerinin sayısı ile ilgilidir.

Aristo gelmiş geçmiş en büyük, en zengin ve güçlü filozoftur. Aristo görüşlerini o kadar kabul ettiriyor ki, o ne derse doğrudur diye düşünülüyor. Astronomi konusunda görüşleri yanlış olduğu halde rönesans dönemine kadar onun görüşlerine inanılıyor ve farklı görüşler olsa da Aristo'ya ters düşmemek için örtbas ediliyor ve astronomik görüşler ilerlemiyor.

Aristo'dan sonra yaşayan ve dikkate alınmayan filozoflar: Heraklides, Aristarchus, Eratesthenes, Hipparchus ve Batlamyus'tur.

ARISTARCHUS : (M.Ö. 310 - 230) 

İlk kez evrenin merkezinde Dünya değil Güneş var görüşünü savunmuştur.

Kayıtlara göre ilk Güneş merkezli model Aristarchus modelidir. Yıldızların sonsuz uzakta olduklarını düşünmüş, "Evren Sonsuzdur" görüşündeymiş. Güneş evrenin merkezindedir, Dünya'da bir gezegendir, tüm gezegenler Güneş etrafında çember yörüngelerde dolanırlar ve Ay, Güneş etrafında değil, Dünya'nın etrafında yörünge hareketi yapar düşüncelerini savunmuştur. Gezegenleri sıralarken açısal hızlarını ölçmüş ve açısal hızı büyük olanın Güneş'e olan uzaklığı daha küçüktür görüşünden yararlanmış.

Aristarchus'un görüşleri kabul edilmemiş, 1500 yıl sonra Kopernik bu görüşleri ileri sürecek ve onun görüşü olarak bilinecektir. Aristo'nun etkisi nedeniyle bu görüşler unutulup kalıyor.

Aristarchus'un diğer katkıları; Dünya-Ay uzaklığını, Dünya-Güneş uzaklığı ile karşılaştırmıştır.

HIPPARCHUS : (M.Ö. 190 - 125) 

Aristo modelini geliştirmiştir. Aristarchus modelini öğrenmiş fakat kabul etmemiş. Bunun başlıca sebebi dini nedenlerdir. Aristo'nun görüşleriyle karşılaştırıp onun görüşlerine karşı çıkılmıyor.

Hipparchus yıldızları gözlemlemiş ve bir katalok yapmış, bu katalok 850 yıldızın adı, konumu (koordinatları) ve parlaklıklarını içermektedir. Bu katalok ilk astronomik katalok değil, daha önceden Çinliler'den bu yana çeşitli kataloklar hazırlanmıştır. Hipparchus önceden yapılmış kataloklarla kendinin kataloğunu karşılaştırmış ve tüm yıldızların koordinatlarında sistematik bir kayma olduğunu buluyor. Bu sistematik kaymanın Dünya'nın presesyon hareketinden kaynaklandığını ileri sürmüş, bu bulgu doğrudur. Bu karmaşık harekete bağlı olarak koordinat sistemlerinde kullanılan başlangıç noktasının (koç noktası) yılda 46" kadar kaydığını da bulmuştur. Gerçek değer 50" dir. O zamanlar Koç noktası Koç burcu hizasında iken günümüzde balık burcu hizasındadır yani, 30° derece kaymıştır. Hipparchus da ekvator ile ekliptik arasındaki epsilon açısını ölçmüş ve 23° 21` bulmuştur.

Ay'ın her zaman ekliptik üzerinde hareket etmediğini görmüş ve tutulum çemberi ile 5° lik açı yaptığını saptamıştır. Gerçek değer 5° 8` dir. Bugün ekliptikle Ay yörüngesi arasında açı olduğunu biliyoruz.

Hipparchus gezegen parlaklıklarının değiştiğini gözlemiş ve nedenini şöyle yorumlamıştır: Gezegenler çember yörüngelerde Dünya etrafında dolanırken parlaklıklarının değişmemesi gerekir. Gezegen parlaklıkları değiştiğine göre Dünya evrenin tam merkezinde değil merkezden biraz kaymış durumdadır. Merkez ile Dünya doğrultusunun hizasında karşı yönde Dünya'nın bir eşinin olması gerektiği ve mer kezde olmadığından onu dengeleyecek başka bir Dünya olmalıdır. İkincil çemberlerle oluşan modelle gezgenlerin her türlü hareketi açıklanabiliyor. Hipparchus dönemine kadar gelindiğinde daha duyarlı gözlemler yapıldıkça kullanılan çemberlerin sayısı 70-80'e ulaşmıştır.


Bilim Adamları

AGRİPPA, Marcus Vipsanius

D.:MÖ 63 Dalmaçya

Ö.:MÖ 03.12 Campanian

Romalı general ve devlet adamı Augustus'un dostu ve damadı, senatör

İmparatorun çok güvendiği danışmanıydı. Lyon'a bağlanan ilk Roma yolları ve haritası onun eseridir. Roma'yı şehircilik yönünden güzelleştirdi. Roma imparatorluğunun mimarı diye de anılır. Pantheon'u ve birçok aqueduckt'u yaptı. AUGUSTUS ona büyük bir Dünya haritası hazırlama görevini de vermişti. Ölümü dolayısı ile bitirilememiş olan ve MÖ 30-MÖ 12 yılları arasında mermer üzerine yapılan bu yarım harita Roma'da Agrippa kapısına asılarak halka gösterildi. Roma'nın su ihtiyacı için yazılan bir anı kitabı vardır.

AHMES

D.:MÖ 1650

Ö.:MÖ 1550

Mısırlı matematikçi ve katip

Halen British Museum'da bulunan Papirus Rhind'in Eisenlohr tarafından 1877 de çözülerek "Bütün gizliliğin bilgilerine yol gösterme" adında Ahmes tarafından yazılan bir matematik kitabı olduğu ortaya çıktı. Bu kitapta dikdörtgen, üçgen ve yamuğun alan hesabından başka daire alanının yaklaşık hesabı yapılmıştır. Daire alanı için kenarı, çapın 8/9 oranında bir karenin alanına eşit olduğu yazılarak böylelikle π için 256/81=3.160 kabul edilmişti. Ayrıca kesir hesaplamalarından da bahsediliyordu. Bu papirus 1858 de İskoç antikacı Alexander Henry RHIND tarafından Mısır'dan kaçırılarak batıya geçirildiğinden Rhind papirusu denmektedir.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /17

ANAKSAGORAS

D.:MÖ 488 Milet

Ö.:MÖ 428 Lampsakos (Lapseki)

Yunan filozofu

PİSAGOR'un öğrencisidir. MÖ 462 de Anadolu'dan Atina'ya göçtü ve Atina'da ilk felsefe okulunu açtı, 30 yıl hocalık yaptı. Güneş'in Mora yarımadası büyüklüğünde kızgın bir küre olduğunu Ay'da dağlar ve dereler olduğunu, diğer yıldızlarda insanların bulunduğunu iddia etti. Dinsizlikle suçlanarak mahkemeye verildi, tutuklandı. Ünlü devlet adamı PERİKLES'in çaba ve tanıklığı ile kurtuldu. Hellespont'a yerleşti. Dairenin kareye çevrilmesi ile uğraştı.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /22

ANAKSİMANDER

D.:MÖ 610 Milet

Ö.:MÖ 546 Milet

Yunan filozofu

TALES'in öğrencisidir. Bilinen ilk Dünya haritasını yaptı. Avrupa, Asya ve Afrika'dan oluşan Dünya'yı tepsi gibi düz olarak düşünüyordu. Boşlukta desteksiz olarak evrenin merkezinde bulunan bu Dünya'nın merkezi Olimp dağıdır, karaların etrafı denizlerle çevrilidir. Güneş ekseninin eğriliğini farkederek güneş saati yaptı. Göklerin Kutupyıldızı etrafında döndüğünü saptadı.

Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. /18; Meydan Larousse

ANAKSİMENES

D.:MÖ 570 Milet

Ö.:MÖ 500 Milet

Yunan filozofu

Milet'de yaşadı ve güneş saati geliştirdi. ANAKSİMENDER'den sonra İonia okulunun başına geçti. Herşeyin havadan geldiğini ve havaya döndüğünü savunarak temel varlığın hava olduğunu iddia etti.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /20

ANTHEMİUS

D.: ?
Ö.:MS 534

Tralleis'li (Aydın) Anthemius olarak tanınır. Konik kesitlerin iple çizimini gösterdi. İstanbul'daki Ayasofya (Hagia Sophia) nın yapılışında katkısı oldu.

APOLLONİUS

D.:MÖ 262 Pamphylien (Perge)

Ö.:MÖ 190 Bergama

Yunan geometricisi

İskenderiye'de yetişti. Konika isimli sekiz ciltlik yapıtı ile analitik geometri fikrini verdi. Bu suretle koninin çeşitli düzlemlerle arakesitinde oluşan daire, elips, parabol ve hiperbolun matematik ifadelerini buldu. Gezegenlerin Dünya etrafında dönmesi düşüncesinden bazı gezegenlerin görünen halkalı hareketleri için episikloid teorisini ileri sürdü.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /40

ARİSTARH

D.:MÖ 310 Sisam (Samos)

Ö.:MÖ 230 İskenderiye

Yunan astronomu

Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü ve kendi ekseni etrafında dönüşünü 24 saatte tamamladığını, Ay çapının Dünya'nın 0.36 sı olduğunu ve Güneş çapının 6.75 Dünya çapı olduğunu iddia etmiştir. İlginç bir yöntemle Güneş'in uzaklığını hesaplamıştır. Ay'ın tam yarım daire biçiminde göründüğü an Dünya, Ay ve Güneş'ten oluşan üçgenin Ay'daki açısının dik olması gerektiğini, Dünya'dan Ay ve Güneş arasındaki açının ölçümü ve Dünya-Ay uzaklığının bilinmesi ile bu üçgenden Dünya-Güneş uzaklığını hesaplamıştır. Açı ölçümünde 2 dereceden az bir hata yaptığından Dünya-Güneş arasındaki uzaklığı Dünya-Ay arasındaki uzaklığın 19 katı (doğrusu 389 katı) bulmuştur.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /35

ARİSTOTELES

D.:MÖ 384 Stagira

Ö.:MÖ 322 ChalkişEuböa adası

Yunan filozofu

17 yaşında Atina'ya gitti, PLATON (Eflatun)un öğrencisi oldu. Eflatun ölünce akademinin müdürü oldu. BÜYÜK İSKENDER'e hocalık yaptı. Atina'da ve İskenderiye'de kitaplık kurdu. Yapıtları 150 ciltlik bir ansiklopedi oluşturdu. Mantık isimli yapıtında sistematik mantıkla ilk uğraşan ve isbata adım adım yaklaşmayı gösteren kişidir. Matematik mantığın temellerini attı. Dünya'yı yuvarlak kabul etti. Ekvatorla yörünge düzlemi arasındaki eğim açıyı ilk hesaplayandır. Kuzeye doğru seyahatlarda yeni yıldızların göründüğünü ve güneydekilerin kaybolduğunu söyledi. Dünya düz olsaydı bütün yıldızlar aynı anda Dünya'nın her tarafından görülebileceğini söyledi. Ölümünden sonra eserleri yayınlanmadığı için Eflatun kadar ün kazanamadı. Avrupa'da eserleri 12. ve 13. yüzyılda Arapçadan Latinceye çevrildi. "Analitik" isimli yapıtı ünlüdür. Atina'da Lise isimli okul kurmuştur.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /29

ARŞİMED

D.:MÖ 287 Sirakuza/Sicilya

Ö.:MÖ 212 Sirakuza

Yunan matematikçi ve mühendisi

Sonsuz vida, dişli çark, palanga, hareketli makarayı icat etti. Kaldıracı bularak bununla Dünya'yı yerinden oynatabileceğini iddia etti. Harp tekniğindeki silahlardan taş atan mancınıklar, Romalı gemileri yakan aynası vardı. Kendi adı ile anılan yasada suyun kaldırma kuvvetini buldu ve bununla Sirakuza kralının tacındaki altın miktarını hesapladı. π için çevrenin çapa bölümü olduğunu söyleyerek 22/7 aldı. Daire alanı için çevre ile yarıçapın yarısının çarpımı olduğunu söyledi. Parabol sektörü alanı, sonsuz küçükler, Arşimed spirali, Arşimed aksiyomu uğraşı alanlarıdır. Çapı yüksekliğine eşit bir silindir içine çizilen küre ve koni hacımları arasında 3:2:1 oranı olduğunu söyledi. Yaklaşık karekök hesabı yaptı.
Kaynak: Asimov:Biographische Enzyklopaedia//37;Gellert ve diğerl. Grosses Handb. D. Math.; Möbius,P.J.: Über die Anlage zur Mathematik. Leipzig 1900, s. 173; Smith,D.E.: History of Mathematik vol. I, s.112

ARYABHATTA

D.:MS 476 Patha

Ö.:MS 550

Hint bilim adamı

Sanskrit dilinde manzum olarak "Aryastasaba" adlı bir kitabı 499 da yazdı. Bu yapıtta geometri, basit cebir, trigonometri ve astronomi konuları geçmektedir. π için 628320/20000 = 3.1416 almıştır. Küre hacmi için yaklaşık bir formül kullanmıştır. Gök cisimlerinin dönüyormuş gibi görünmesinin, yerin kendi ekseni çevresindeki dönüşüyle açıklanacağını öne sürmüştür.

CASSİODORUS, Flavius Magnus Aurelius

D.:480 Scylletiun

Ö.:575 Scylletiun

Romalı devlet adamı ve yazar

BOETİS'un öğrencisi olup 562 yılında "Paskalya hesabının ilkeleri" kitabını yazdı. Zengin bir kitaplık kurdu. Eski yunan yapıtlarını Latinceye çevirdi. Sarayın tarih yazarlığına atandı.

CATO, Marcus Porcius

D.:MÖ 234 Tusculum

Ö.:MÖ 149

Romalı politikacı ve yazar

Asıl adı Marcus Porcius Licinianus Cato dur. Aynı isimdeki diğerlerinden ayırdetmek için yaşlı lakabı vardır. Ayrıca "Censorius" lakabı vardır. Siyaset adamlığı yanı sıra Roma tarihi üzerine "Origines" (Kökenler) adlı bir tarih kitabı ve "De agri Cultura" (Tarım üstüne) kitabını yazdı.

DİKAEARCHUS

D.:MÖ 350

Ö.:MÖ 290

Yunan haritacısı

Messina'lı olup ARİSTOTELES'in öğrencisidir. Dioptra aletini kullanarak Rodos adasının enlemini belirledi. Yaptığı Dünya haritasında ekvator ve orta meridyeni birbirini dik kesen iki eksen olarak gösterdi. Batı-doğu yönünde yönelme doğrusunu çizdi. BÜYÜK İSKENDER'in zaptettiği ülkelerin bir haritasını yaptı.

DİOPHANTUS 

D.:MS 210

Ö.:MS 290

Yunan matematikçisi

Kendi adı ile anılan ve çözümleri tam sayı olan denklemlerle uğraştı. Çalışmaları Araplar sayesinde günümüze ulaştı ve 16. yüzyılda Latinceye çevrildi. Matematik isimli bir kitabı vardır. Bu kitabında 1. ve 2. derece denklemlerine dönüşen soyut problemler bulunmaktadır.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /47

ERATOSTHENES

D.:MÖ 276 Kyrene (Libya)

Ö.:MÖ 195 İskenderiye

Yunan bilim adamı

İskenderiye kitaplığında görevli, şair, filozof ve geometricidir. Atina'da ün sahibi oldu. Asal sayılarla ilgili kendi ismi ile anılan "Eratosten kalburu" vardır. Çizdiği Dünya haritasında Avrupa, Afrika ve Asya'nın bir kısmını göstermiştir. MÖ 240 yılında Syene (şimdiki Assuan) ve İskenderiye arasındaki yerin merkez açısını, Güneş ışınlarının bu yerlere geliş açıları farkından 7.2 derece olarak ölçmüş ve bu iki kentin arasını 5000 stadya (830 km) tahmin ederek Dünya çevresini 250 000 stadya (41 500 km) olarak bulmuştur.
Kaynak: VT:1975/423, AVN:1975/1: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /39

EUDOKSUS

D.:MÖ 408 KnidoşTürkiye

Ö.:MÖ 347 Knidos

Yunan matematikçisi coğrafyacı ve astronomu

PLATON (Eflatun)'un öğrencisi idi. Güç koşullarda Atina Akademisinde okudu. Öğreniminden sonra Mısır'a gitti. Daha sonra Atina'ya dönerek uzun süre hocalık yaptı. Eflatun'un gezegenler konusundaki düşüncelerine katıldı. Direkt olarak hesaplanamayan bazı alan ve büyüklüklerin iterasyonla hesabını yaptı. Alan hesabı ile uğraştı. Gök ve Dünya haritaları yaptı. Yılın 365 günden 6 saat fazla olduğunu ilk farkeden yunanlıdır..
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /28
 
EUKLID

D.:MÖ 320

Ö.:MÖ 275

Yunan Geometricisi

İskenderiye'de yaşadı. Geometri bilimini geliştirdi. 13 ciltlik elementler isimli kitabında daire, paralel doğrular, üçgenler, uzay geometrisi, asal sayılar, maksimum ve minimum problemleri yer almaktadır. Okullarda hala Öklid geometrisi öğretilmektedir. Elementler kitabı 8. yüzyılda Arapçaya, 11. yüzyılda Latinceye ve 18. yüzyılda İngilizceye çevrildi. Asal sayılarının sonsuz olduğunu söyledi.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /34

EUPALİNOS

Yunan mimarı

MÖ 530 yılında yaşadığı ****ra'da su kanalları yapmakla ün kazanmıştı. Daha sonra Samos (Sisam) adasında bir su kanalı yapmakla görevlendirildi. Bu kanalın 1 km lik bir kısmı yer altından geçmektedir. Tünel iki taraftan delinerek ortada bir kaç metrelik hata ile birleştirildi.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /20

FRONTİNUS, Sextus Julius

D.:MS 30

Ö.:MS 104

Romalı haritacı

Ülke ölçmeleri isimli bir kitabı var ancak kayıp. Roma'nın su gereksiniminin temini için çalıştı. Bu konudaki kitabı günümüze kadar geldi.

HEKATEUS

D.:MÖ 550 Milet

Ö.:MÖ 480

Yunan tarih ve coğrafyacısı

MÖ 510 yıllarında ANAKSİMANDER'in haritasında yeni düzenlemeler yaptı. Dünyayı iki kısımda gösterdi. Yarı daire şeklinde Avrupa ve Asya'yı okyanuslar çevirmekte, Kafkaslar ve Akdeniz ile bölünmektedir. Tarih yazarlarının babası sayılır. HEREDOT bundan etkilenmiştir.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /21

HERAKLEİDES

D.:MÖ 388 Herakleia (Kdz Ereğlisi)

Ö.:MÖ 315 Atina

Yunan astronomu ve filozofu

Genç yaşında Atina'ya gitti. PLATON (Eflatun)'un akademisinde öğrenim gördü. Astronomi ve geometri konularında çalıştı. Dünya'nın kendi ekseni etrafında batıdan doğuya doğru, Merih ve Venüs gezegenleri gibi Güneş etrafında döndüğünü ilk söyleyen kişidir.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /28

HEREDOT

D.:MÖ 500

Ö.:MÖ 424

Yunanlı tarihçi

Yunanlılar ve Mısırlılara ait bilgilerin çoğu onun sayesinde günümüze kadar gelmiştir. Mısırlıların Nil vadisi dışında daha geniş bir çevreyi tanıdıklarını doğrulamaktadır.
Kaynak: Döğen,Ş.: Müslüman ilim öncüleri ansiklopedisi/233

HERON


D.:MS 20

Ö.: ?

Yunan fizik ve matematikçisi

İskenderiye'de yaşadı. 3 ciltlik ölçme bilgisi kitabı vardır. 1.cilt: Düz ve eğri yüzeylerin ölçümüne ait ilkeler; 2.cilt:Cisimlerin ölçülmesi ve hesabı; 3.cilt:Alan ve cisimlerin bölünmesidir. Bu yapıtı XI.yüzyılda İstanbul'da bulundu. Kendi ismi ile anılan üç kenarı bilinen üçgenin alanını veren formülü 62 de buldu. Işıkla ilgili "Katoprikos" isimli bir yayını vardır. Bu yayında optikle ilgili içbükey, dışbükey ve düzlem aynalarda ışığın kırılmasını gösterdi. Dioptra isimli eserinde teodolitin atası olan ve açı ölçmek için düşünülen bir aletin tanıtımı ve kullanma alanları açıklandı. MS 62 de olan Ay tutulmasını anlatmaktadır.
Kaynak:Peters,K.: Die Dioptra des Heron. Fluchstab 1960/21; Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /44
 

HİPPARCHUS

D.:MÖ 190 Nicaea (İznik)

Ö.:MÖ 120 İskenderiye

Yunan astronomu ve matematikçisi

Dünya ekseninin yönünün değiştiğini farketti ve 26 000 yılda bir tur yaptığını (prezession) hesapladı. Ortografik projeksiyonu ilk ortaya atan kişidir. Gök haritaları için kürenin stereografik projeksiyonunu yaptı. Ay paralaksı yardımı ile Ay uzaklığının yeryuvarı yarıçapının 60 katı olduğunu hesapladı. Yaptığı 1080 yıldızlık kataloğu EUDOKSUS ve ERATOSTHENES'inkinden doğrudur. Enlem ve boylamın mucidi olduğu söylenir. Ekvatoru 60 yerine 360 a bölmeyi önerdi. Hastalık derecesinde cimri idi.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /40
 

HİPPOKRATES

D.: ?

Ö.: ?

Yunan bilgini

MÖ 400 yıllarında Chios'da yaşadı. Bir dik üçgende çizilen çemberlerle oluşan Ay şeklindeki alanların toplamının üçgen alanına denk olduğunu söyleyerek ilk defa çember ile sınırlanmış alanları hesaplamıştır. (Hekimlerin piri ile aynı ismi taşımaktadır).
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /26

İMHOTEP

D.: MÖ 30 yüzyıl

Mısırlı mimar

MÖ 2700 yıllarında yaşamış olup bilinen ilk bilim adamıdır. Memfis civarındaki basamaklı piramidin mimarlığını yaptı. Eski papirüslarda Farao Diyozer'e danışmanlık yaptı.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklopaedie der Naturw. u. Techn. /17

MARİNUS

D.: ?

Ö.: ?

Romalı kartograf

Yaşadığı doğu Akdeniz'de (Lübnan) bir liman kenti olan Tyros'tan dolayı "Tyroslu Marinos" olarak ta tanınır. MS 100 dolaylarında düz kareli, ara uzaklıkları koruyan dik açılı (dikdörtgen ağlı) silindirik projeksiyonlu bir Dünya haritası yaparak boylam başlangıcını Kanarya adalarına aldı. Tyros (Lübnan) ile Lançov (Çin) arasını 6100 km yerine 12 000 km tahmin etmiştir.

MENELAOS

Yunan matematikçisi

MS 1. yüzyıl sonlarında İskenderiye'de yaşadı. "Sferika" (Küre üstüne) isimli incelemesinde küresel trigonometrinin temellerini inceledi. Bu kitabın Tabit (Sabit) bin Kurra tarafından Arapçaya çevirisi yapıldı. Kendi adı ile anılan üçgenlerin kesenleri ile ilgili teoremi vardır. Yarım derecelik adımlarla eskiden sinüs cetvelleri yerine geçerli kiriş cetveli hazırladı.

METON

D.:MÖ 460 Atina

Ö.: ?

Yunan astronomu

MÖ 432 yılında zaman hesabında kendi adı ile anılan Meton siklusunu buldu. Buna göre 235 Ay ayı=19 tropik yıla denk geliyordu. Bu bilgi daha önce Babiller tarafından bilinmekteydi. Bu bilgi takvim yapımında önemlidir. Yunan takvimi bu bilgilerle MÖ 46 da Jül Sezar'ın yaptırdığı takvime kadar yürürlükte kaldı. Dini yönden Meton peryodu yahudiler tarafından hala kullanılmaktadır. Hiristiyanlar paskalyalarını buna göre hesaplarlar.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /26

PLİNİUS

D.:MS 23 Como

Ö.:MS 24.08.79 Vezüv

Romalı kumandan

Germania'da coğrafik gözlemlerde bulundu. MS 52 de Como'ya döndü. Hukuk öğrendi ve yazar olarak yaşamını sürdürdü. 37 ciltlik yazdığı doğa tarihinde tüm antik zamanın bilimi verilmektedir. Vezüv yanardağının külleri arasında öldü.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /45; Döğen,Ş.: Müslüman ilim öncüleri ansiklopedisi/2336
 

POSEİDONİUS, 

D.:MÖ 134 Apamea/Suriye

Ö.:MÖ 50 Rodos

Yunan filozof, tarihçi ve doğa araştırmacısı

MÖ 85 de Canopus yıldızının Rodos'ta tam ufukta göründüğü an İskenderiye'de 7.5 derece yükseklikte görünmesinden esinlenerek yeryuvarı çevresini hesaplamağa kalkmıştır. Bu iki kentin arasını tam bilemediğinden çevrenin 180 000-240 000 Stadya (l stadya = 185 m) arasında olduğunu söylemiştir. Ayrıca gökyüzü görünümleri, okyanuslardaki gel-git olayları, Güneş'in büyüklüğü konusunda da çalışmaları vardır. Astrolojiyi popularize etmiştir.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /42

PTOLEMİUS , Claudius (BATLAMYUS)

D.:MS 87

Ö.:MS 151

Yunan astronom ve coğrafyacısı

İskenderiye'de çalıştı. Dünya'nın Güneş sisteminin merkezinde olduğunu, gezegenlerle Güneş'in Dünya etrafında döndüğünü söyledi. Bu kanı Kopernik'e kadar devam etti. 13 ciltlik Almagest (Al-Majisti) ölümünden sonra da çok uzun süre astronomlara el kitabı oldu. 827 de Arapçaya, 12. yüzyılda Latinceye çevrildi. Eski çağ dünyasının ilk haritasını yaptı. MS 130 da coğrafya atlaslarının yapımına yarayan projeksiyon sistemleri hakkında çalışmalar yaptı. Coğrafya kitabında harita yapım tekniği, Kent ve ülkelerin listesi veriliyordu. Bu alışkanlık 15. yüzyıla kadar sürdü. π için 377/120 değerini kullandı. Optik ile ilgili eseri vardır.

Kaynak: Verm. Ing. 1987/198, 1993/82; Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /46; Döğen,Ş.: Müslüman ilim öncüleri ansiklopedisi/41

PYTAGORAS (Pisagor)


D.:MÖ 570 Samos (Sisam) ad.

Ö.:MÖ 480 Kroton

Yunan bilgini

Cisimlerin en idealinin küre olmasından esinlenerek yerin biçiminin de küre olması gerektiğini ileri sürdü. Ömrünün büyük bir kısmını Babil'de tutsak olarak geçirdi. Mısır'da İzis ve Bel tapınaklarında öğrencilik yaparak ihtiyar halinde Yunanistan'a döndü. Kroton'da ünlü ilim ve felsefe ekolünü kurarak o zaman için gizli bir din sayılan pozitif ilmi üyelerine telkine başladı. Görüşleri çağın inançlarına ters düştüğünden çalışmalarını gizli yürütüyorlardı. Matematik ile müzik arasındaki bağıntıyı ilk keşfedenlerden olup müziği sayılarla ifade etti. Dünya'nın ortada duran bir merkezi ateş (Güneş) etrafında döndüğünü ve bu dönüşün çıkardığı seslerin akorduna kulağın alışık olduğundan duyulmadığını söyledi. Bu yüzden dini kutlamalarda müzik başta gelirdi. Mistik sayı oyunlarına önem verirdi. İlk dört sayının toplamı 10 olduğundan ve Dünya, Ay, Güneş, beş gezegen ve gök küresinin toplamı 10 olması için Dünya'nın bir karşı dünyası olması gerektiğini savundu. Ölen kişilerin ruhlarının hayvanlara geçtiğine inandıklarından et, fasulyeyi de insanı aptallaştırdığını zannederek yemezlerdi. EFLATUN ve ARİSTO'yu felsefik düşüncelerinde etkilemişti. Kendi adı ile anılan kuralı ortaya attı. Gerçi bu kuralı MÖ 1100 yıllarında Çinliler ve 2000 yıllarında 3-4-5 üçgeni ile Mısırlılar biliyorlardı Ancak Pisagor bu kuralı kuramsal olarak gösterip ispatlamıştır. Aristokrat-tutucu politik görüşleri yüzünden çok düşmanları vardı. Bir ayin esnasında öğrencileri ile birlikte yakıldı. MS 275 yılında filozofi tarihi yazarları, Pisagor'un ünlü kuralından duyduğu sevinç yüzünden tanrılara 100 manda kurban ettiğini, bu yüzden o tarihten beri tüm büyük baş hayvanların bir gerçeğin keşfi söz konusu olduğu zaman titrediklerini yazmıştır. Pisagorcuların sembolu beş köşeli düzgün bir yıldızdır.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /19; Kracke,H.: Aus eins mach zehn und zehn ist keins. Rr6680-6682, s. 53

SEZAR, Julius

D.:MÖ 100

Ö.:MÖ 15.03. 44

Romalı devlet adamı

Kendi adını verdiği (Jülyen=rumi) takvimini Sossigeanes adında İskenderiyeli bir astronoma yaptırdı. Temmuz ayı için kendi adı July dendi.

STRABON

D.:MÖ 63 Amasya

Ö.:MS 20 Roma

Yunan coğrafyacısı

Pontus krallığına bağlı Amasya'lı olarak Karadeniz kıyılarını çok iyi bilmektedir. Ancak daha kuzeye çıkıldığında soğuk bir iklimle karşılaşıldığını, daha da kuzeyde denizlerin donduğunu, yani kuzeye doğru gidildiğinde "Dünya'nın sonuna" çabuk varıldığını halbuki ipek yoluna giden tüccarlardan doğuya doğru böyle bir durumla karşılaşmadıklarını öğrenince Dünya'nın eninin boyundan dar olduğunu söyledi. Bu görüş daha önce tarihçi HEREDOT tarafından da iddia edilmişti. Enlem ve boylamların bu tanımlamadan doğduğu da söylenmektedir. 17 ciltlik bir coğrafya kitabı vardır. Bu kitaplarda dünyanın yaşanan kısımlarını tanıttı. Bunun için ERATOSTHENES'in haritasını kullandı.
 
THALES

D.:MÖ 624 Milet

Ö.:MÖ 546 Milet

Yunan bilim adamı

Miletli bir tüccar olup orantılarla ilgili kurallar geliştirdi. Dik üçgenlerde bazı kurallar ortaya koydu. MÖ 6. yüzyılda Mısır'a yaptığı gezide Mısırlılarla bilgi alış verişinde bulundu. Onlara piramid yüksekliklerinin gölge uzunluklarından yararlanarak nasıl hesaplanabileceğini öğretti. Ayrıca su miktarları oranlarından Güneş'in açısal çapını buldu. Bunun için bir kaba düzgün akan bir musluktan 24 saat boyunca su akıttı. Bir başka kaba da Güneş'in doğarken üst kenarının göründüğü andan alt kenarının tam çıkması süresince su akıtarak bunların ağırlıklarının birbirlerine oranınının 700 olduğunu bularak buradan basit bir orantıyla Güneş'in açısal çapı için 360x60/700=31' (gerçekte 31'5-32'5) buldu. Dünya'yı geniş bir su yüzeyi üzerinde yüzen gemiye benzetti. Depremlerin bu suyun hareketinden kaynaklandığını söyledi. MÖ 585 yılında (28 Mayıs) güneş tutulmasını önceden haber verdi.

Kaynak: VR 1932/33; Meydan Larousse; Asimov: Biograph. Enzyklop.; Kracke,H.: Aus eins mach zehn und zehn ist keins. Roro 6680-6682, s. 46

VİTRUVİUS, Marcus

D.:MÖ 88

Ö.:MÖ 26

Romalı mimar ve mühendis

10 ciltlik mimarlık üstüne adlı bir inceleme eser yazdı. Bu kitapta yapı bilgisi, hidrolik, güneş saati çizimi, su çarkı, mekanik ve mekaniğin sivil mimari ve istihkam uygulaması üstünde durdu.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /43

Kaynaklar:

http://www.angelfire.com/rnb/haritatarihi0/harita_tarihinde_biyografiler.htm

Bir de şu siteye bir gözatın:

http://www.sonboyut.net/kronoloji/koronoloj585-1630.htm

Farklı Kaynaklar:

http://derman.science.ankara.edu.tr/kitap/16.html
http://www.metu.edu.tr/~sahin/spaceindex/1.htm
http://zamandayolculuk.com/cetinbal/HTMLdosya1/AstronomiTarihi.htm