İbrahim'in Ateşe Atılması ve Kökenleri

"Kutsal kitabımız" Kur'an, Enbiyâ Suresi, ayet 68-69:
'"Yakın onu! Bir şey yapacaksanız onu yakın da, Tanrılarınıza yardım etmiş olun!' dediler. Bizse (yanan ateşe) şöyle dedik: 'Ey ateş! Soğu! Ve esenlik ol İbrahim'e!'"
İbrahim "ateş"e atılmış, ama, yanmamış. Tanrı'nın buyruğuyla!.. Ateş yakmamış onu!


Bu "mucize"ye, başka surelerin ayetlerinde de yer verilir.Daha geniş biçimiyle de, Kur'an yorumlarında ve hadis kitaplarında yer verildiği görülür. Bu kitaplarda, İbrahim'i ateşe attığı ileri sürülen hükümdarın adı da açıklanır: Nemrud. Tevrat’ta Nimrud diye geçer.Öykünün kaynağıysa, Kur'an 'dan çok önceleri kaleme alınma Tevrat yorumları, yani Yahudi kaynaklarıdır. Gerek Kur'an yorumları, gerek hadis kitapları da ayrıntılarıyla öykünün tamamını, bu kaynaklardan ("Midraş"lardan) almışlardır.


İleri sürüldüğüne göre, "İbrahim'in ateşe atıldığı" yolundaki anlayış ve bu anlayış üstüne uydurulan öykü, Tevrat yorumlanırken bir yanlış yorumdan kaynaklanmakta. Kur'an'a, yorumlarına ve hadislere de oradan yansıtılmış bulunmakta. Bir kitapta şunlar yazılı:
"Bu çocukça masalın mevcut olmadığını söylemeye bile gerek yok. Tersine; (Tevrat'ın) Tekvin şiirinden anlaşıldığına göre; Nemrud'un, İbrahim zamanından birçok yüzyıl önce yaşadığı belli. Gerçi Kur'an'da Nemrud adı geçmemekte. Ama bu ad, Midraş Rabbi kitabındaki Yahudi öyküsünde olduğu gibi, hem Müslümanların geleneğinde, hem de Kur'an tefsirlerinde, İbrahim'in ateşe atıldığına ilişkin bir öyküde görülür. Buradaki tarih yanlışı; Büyük İskender ile, Türk Padişahı Osman Gazi arasında ne kadar uzun bir zaman geçtiğini ve böyle olayın, Osman'ın başından geçmediğini bilmeyen kimsenin: 'Büyük İskender Osman’ı ateşe attı!’’  demesi kadar büyüktür.
"Bundan başka; İbrahim'in ateşe atılıp kurtulmasına ilişkin öykünün temeli, bir eski Yahudi yorumcusunun yaptığı cahilce bir yanlışlıktır. Bu da; Cunatan'ın, Babilon'u bilmediğinden, orada bir kentin adı olan 'Ur' sözcüğünü, Arami dilinde ateş demek olan 'or' anlamına alarak, (Tevrat'ın) Tekvin kitabının 11. babının 28. fıkrası (ayeti) üzerine yazdığı yorumda, 'putlara tapmadığı için İbrahim'i Nemrud ateşe attığı zaman, onu zarar vermesi yönünde ateşe izin verilmedi' diye yazmış olmasıdır. Gerçekte, bu öykü, bir temele dayanmamaktadır. Cunatan'ın bu yanlışlığı yapmasına şaşılacak değil. Gerçekte şaşılacak olan şey, tanrısal vahiy alma başarısına erdiği savında bulunan bir kimsenin, bir yanlışlığa dayalı olan böyle bir masalı, harfiyyen doğru kabul etmesi ve Cebrail aracılığıyla Tann'dan aldığını ileri sürdüğü kitabının (Kur'an'm) çeşitli yerlerine sokuşturması, kendisine uyanlara da, buna inanmayı öğütlemesidir..."


"Ateş"e atılıp da "yanmadığı" ileri sürülen İbrahim Peygamber kim? Her şeyden önce "ata". Yahudilerin atası. Tevrat ayetlerine göre.Sonra Muhammed'in atası.


Biliyor musunuz, Muhammed'imize göre, İbrahim Peygamber'in içine atıldığı "ateş"i hangi yaratık "körüklemiş"?Bu yaratık: Kertenkele. Yanlış görmediniz: İbrahim'in ateşini körükleyen yaratık, kertenkeleymiş. ‘’AIaca’’sıymış:


Kertenkele, İbrahim'in içine Atıldığı Ateşi Körüklediği için Cezalandırılmış


İguanagiller familyasından anol diye bilinen kertenkele olmalı. Çünkü bu kertenkele kızdığı zaman, boynunun altındaki torba, biçimli bir yapıyla şişer! Şişen bu torba, tam İbrahim'in "ateş"ini körüklemeye elverişli duruma gelir! Bu namussuz hayvan körüklemiş olmalı o ateşi! Onun için de görüldüğü her yerde, sevgili Peygamberimiz Muhammed'in öğüdüyle hemen öldürülmeli! İbrahim'in ateşini körüklemenin cezasını çekmeli!


"Mizah" sanacaksınız. Ama değil. Gerçekten öğütlüyor Muhammed bunu. Öğüdünü de E's-Sahihu'l-Buharî başta olmak üzere, en sağlam hadis kitapları bile yazıyor. Muhammed, "alacalı kertenkele"nin öldürülmesini buyuruyorken, aynen şöyle diyor: "Ve Kâne yenfuhu alâ İbrahime aleyhisselâmi." Yani: "Çünkü o kertenkele, İbrahim Peygamber'in üzerine (atıldığı ateşe) doğru üfürüyor, ateşi körüklüyordu." (Bkz. Tecrid, 1380 No.lu hadis.) Bunu söyleyen, ikide bir, "akıl ve bilim dini" olduğu ileri sürülen İslamın peygamberidir!


Bu [...], Tevrat'ta yer alan benzer bir [...] anımsatıyor:


"Cennet"te, Havva'ya yasak meyveyi yedirttiği ve onun, eşi Âdem'le birlikte "cennet"ten kovulmalarına yol açtığı anlatılan yılanı, Tanrı'nın nasıl "cezalandırdığı" şöyle açıklanıyor:
"Ve Rabb Allah, yılana dedi: Bunu yaptığın için, bütün sığırlardan, bütün kır hayvanlarından daha lanetlisin. Seninle kadın arasına ve senin zürriyetinle onun zürriyeti arasına düşmanlık koyacağım. O, senin başına saldıracak, sen de onun topuğuna saldıracaksın..." (Tekvin, bap 3, ayet 14-15.)
Muhammed'in "kertenkele"ye ilişkin anlattıklarının ilkelliğiyle, burada yılanla ilgili anlatılanların ilkelliği aynı. Burada, "suç" işlediği ileri sürülen yılanın kendisiyle birlikte tüm "zürriyeti" (nesli) cezalandırılıyor.Muhammed'in, masallardan aşırıp anlattığında da; "kertenkele" nesliyle birlikte aynı türden "ceza"ya çarptırılıyor.


Ey "kertenkele"! Ne halt ettin de, tüm soyunun "ceza"landırılmasına yol açan bir iş işledin! İbrahim'in atıldığı ateşi "körüklemek" sana mı kalmıştı?


İbrahim'in "ateş"e atılması ve "yanmaması"na ilişkin öykünün bir benzerini, Tevrat'ın Danyal bölümünde buluyoruz:
"Ve 3 adam, Şadrak, Meşak ve Abed-nego, bağlı olarak, ateşi alevli fırının içine atıldılar.
"O zaman, Kral Nebukadnetsar şaştı. (Çünkü durum şaşırtıcıydı.) Ve tez ayağa alktı; öğütçülerine söyleyip dedi: 'Biz ateşin içine, bağlı 3 kişi atmadık mı?' Krala cevap verip dediler: 'Gerçek, senin dediğin gibidir ey Kral!' Kral karşılık verip dedi: İşte ben, çözülmüş 4 kişi görüyorum. Bunlar, ateşin içinde yürümekteler. Ve kendilerine bir zarar olmamış. Dördüncünün görünüşüyse, bir ilah oğluna benziyor."
"Nebukadnetsar, ateşi alevli fırının kapısına yaklaştı; söyleyip dedi: 'Ey Yüce Allah'ın kulları, Şadrak, Meşak ve Abed-nego! Dışarı çıkın ve buraya gelin!' O zaman, Şadrak, Meşak ve Abed-nego, ateşin içinden çıktılar. Ve satraplar, kaymakamlar ve valiler ile Kralın öğütçüleri, bir araya toplanmış olarak, bu adam¬ları gördüler. Vücutları üzerinde, ateşin gücü-izi yoktu. Ve başlarının saçları yanmamış ve şalvarlarının durumu değişmemişti. Ateşin kokusu da onlara sinmemişti." (Bap 3, ayet 23-27.)
Görüyorsunuz, İbrahim'in "ateş"li mucizesini, Muhammed nerelerden [...] koymuş Kur'an'a.


                                     Kaynak:Turan Dursun ''Kutsal Kitapların Kaynakları I-II-III''

Benim Notum

Yazıda da okuduğunuz gibi Turan Dursun bu masalın ''Midraşlardan'' alındığını söylemiş.Ben ise başka bir kaynaktan,hikayenin bir Midraşda nasıl geçtiğini aktaracağım sizlere.Midraş Rabbah isimli bir Midraş'da hikaye aynen şöyle geçiyor;

Terah(Azer) put imalatçısıydı.Birgün oğlu İbrahim'e putları satmasını söyledi.Bir adam put satın almaya geldiğinde İbrahim adama yaşını sordu.Adam 50 ya da 60 diye yanıtladı.Garip dedi İbrahim,60 yaşındaki adamın birkaç günlük şeylere tapması.Adam bunu duyunca utanıp İbrahim'den uzaklaştı.Sonra elinde bir fincan buğday unuyla gelen bir kadın bunu putlara sun dedi.Bunun üzerine İbrahim asasını alıp putları kırdı sonra asayı en büyük putun eline yerleştirdi.Babası geldi ve ''Bu putları kim kırdı?'' diye bağırdı.İbrahim: ''Bir fincan buğday unu getiren bir kadın benden onu tanrılara sunmamı istedi,ben de aldım ve tanrıların önüne koydum,putlardan biri ''Önce ben yiyeceğim'' dedi, diğeri ''hayır ben yiyeceğim'' dedi.Sonra en büyük olanı bir sopa aldı ve diğer putları parçalara ayırdı''. İbrahim'in babası: Neden bana böyle aptal bir masal anlatıyorsun?Bunlar böyle birşey yapabilir mi?'' İbrahim cevap verdi:Ne söylediğini kulakların duyuyor mu?Bunun üzerine babası İbrahim'i tuttuğu gibi ona ateşe tapmayı emreden Nemrud'a götürdü;


İbrahim:Ateşe tapacağıma ateşi söndüren Su'ya taparım!


Nemrud:O halde Su'ya tap?


İbrahim:Suya tapacağıma suyu verene taparım!


Nemrud:O halde buluta tap?


İbrahim:Bu durumda hadi bulutları uzaklara süren rüzgara tapalım.


Nemrud:O zaman Rüzgar'a tap?


İbrahim:Rüzgar'a tapacağımıza gelin rüzgarlara karşı duran adama(Tanrı'ya) tapalım.


Bunun üzerine Nemrud İbrahim'e yaklaşıp:Eğer bana ateşten başka tapamayacağım şeylere tapmam için teklifte bulunursan,seni ateşe atarım;öyleyse bırak taptığın Tanrı seni kurtarsın.Böylece İbrahim ateşe atıldı ve orada hiç incinmeden,yanmadan güvenle kaldı ve ateşten çıktı.


Şimdi bu Yahudi hikayesini Kur'an'ın hikayesiyle karşılaştırın,ufak farklılıklar olacaktır.Hiç şüphe yokki Muhammed bu hikayeyi Yahudilerden duyup Kur'an'a koydu.Büyük ihtimalle Kur'an'da Azer denilen İbrahim'in babası,Tevrat ve Midraş'daki Terah'dır.Ama Muhammed büyük ihtimalle bu Azer ismini Suriyelilerden duydu(örneğin Eusebius ismi Azer ile biraz da olsa benzer seslidir) ve Kur'an'a ekledi.


Müslümanlar,elbette,Peygamberlerinin bu hikayeyi Yahudi ve Hristiyanlardan aldıklarını reddedeceklerdir ama Cebrail aracılığıyla gökten indiğini ve Yahudi ve Hrisityanlardaki İbrahim inancının doğru olduğunu Kur'an'ın kabul ettiğini söyleyecekler,bu hikaye doğrudur diyeceklerdir.Ama sadece bu hikayeye inanan ortak halk arasındaki bir inançtı.Öyle ki bu hikayenin kaynağını bilmeyenler bilmeli ki çocukça bir masaldır.


Bütün bu hikayenin kaynağı Yaratılış(Genesis):15=7'dir;
Ben seni Keldani Kenti'nden çıkaran Efendi'yim.
Ayette ''Kent'' için kullanılan kelime ''Ur''dur.Babilce bir kelime olan Ur'un anlamı ''Kent,şehir''dir.Ur-Shalim(Jerusalem)'de kullanıldığı gibi ''Barış Kenti(Şehri)''.Ve Keldanilerin Kenti İbrahim'in yaşadığı yerdi.''Ur'' sözcüğü telaffuzda ve yazılışta ''Ateş veya Işık'' anlamına gelen ''Or'' sözcüğüyle hemen hemen aynıdır.Ve uzun süre sonra,Babilce bilmeyen bir Yahudi Yorumcu,Tevrat'ın çevirisini yaparken ayeti şöyle çevirdi;
Ben seni Keldani ateşinden kurtaran Efendi'nim.
Garip bir kelime karışıklığı Ur=Şehir,Or=Işık ve Ateş.


Örneğin bir İranlı ''İngilizce Yazının Çıkışı'' diye bir uyarı görse,bu uyarıyı günlüğüne ''Bir İngiliz derisini kaybetti'' diye yazabilir ''Persçe'de ''deri'' anlamına gelen ''Post'' kelimesinin İngilizce'de aynı şekilde yazılan ''Post'' kelimesiyle aynı anlama gelmediğini bilmez''.Bu önemli değil,sadece cahil bir Yahudi örnekteki gibi bir kelime hatası yapmış ve bu hata sebebiyle ''İbrahim'in Ateşe Atılması'' gibi büyük bir masal doğmuştur.Ama Muhammed gibi bir Peygamberin bu masala inanıp da Kur'an'a sokmasını anlamak gerçekten zor.Ve yukarıda cahil Yahudi'den yaptığımız alıntı gibi hepsinin kanıtları elimizde vardır.


Bunun dışında biz Tevrat'tan biliyoruz ki Nemrud İbrahim'in zamanında yaşamamıştır,İbrahim'den uzun yıllar önce doğmuştur.Nemrud ismi Kur'an'da yer almazken İslam'a Müslüman Yorumcular ve Gelenekler sonucu sokulmuştur.Eğer bir tarihçi bize Büyük İskender Nadir Şah'ı ateşe attı derse,bu ikisi arasında yüzyıllar geçtiğini bilmiyor demektir,ya da Nadir Şah'ın hiç ateşe atılmadığı anlamına gelir.



İbrahim'in ateşe atılıp da hiç zarar görmeden çıkmasından tutun da İbrahim'in putları kırıp en büyük olan put kırdı demesine kadar masal tamamıyla Kur'an'dakiyle aynı.