Geri Döndüren Gök
Mucize İddiası:
Reddiyem:
Ayette kastedilenler gökte “her gün tekrarlanan” olaylardan başkası değildir. Örneğin Güneş, Ay ve yıldızlar her gün gidip gelirler. Yani –o zamanın bilgisine göre- her gün batarlar, battıkları yerden geri dönerler ve ortaya çıkarlar, sonra tekrar battıkları yerlere dönüp, gözden kaybolurlar, Dünya’nın çevresinde dönüp dururlar. İşte bunlardan dolayı göğe “dönüşlü” denmiştir.
Üstelik “rec” kelimesi yağmur manasına da gelir. Zira yağmur da belli dönemlerde yağmaz, belli dönemlerde yağar, bu her mevsim tekrarlanıp durur. Ya da su kütleleri buharlaşıp göğe yükseldikten sonra yağmur olarak yere geri döndükleri için de denmiş olabilir, ileride göreceğimiz gibi yağmurun oluşumu çok eski bilgilerdendir(ama Kur’an’da anlatılmaz). Diyanet İşleri dahil bazı mealciler ayeti şöyle çevirirler:
Kurtubi’ ise ayeti şöyle tefsir eder:
Meleklerin sürekli gökte dönüp durmasına inanıldığı için bile denilebiliyormuş demek ki. Mucizecilerin keyfiyetleri hayret verici, tüm bu bilgileri görmezden gelerek, açıkça çarpıtma yoluna gidiyorlar.
Sonuç:
• Ayet gökte tekrarlanan olaylardan veya yağmurdan başka bir şey anlatmaz.
•Kur'an'da atmosferden bahsedilmediğini defalarca kanıtladık, daha önceki yazılarımı okumanızı tavsiye ederim.
Ve O geri çeviren gök,
86-Tarık Suresi 11
Ayetin Arapça’sında geçen "rec" kelimesi geri çevirmek, döndürmek anlamlarını vermektedir. Dünya’mızdaki yaşamın oluşması için olmazsa olmaz şartlardan biri yağmurun yağmasıdır. Güneş’in ışınlarının yeryüzündeki sulara vurmasıyla buharlaşan su ne oluyor da Uzay’ın uçsuz bucaksız boşluğunda kaybolmuyor? Peygamberimiz döneminde de yağmurun sürekli yağdığını, yeryüzüne suyun sürekli döndüğünü söylemek mümkündü. Fakat suyun yeryüzüne dönüşünün sebebini gökyüzündeki çevirici özelliğe bağlayacak bilgi Peygamberimiz döneminde mevcut değildi. Atmosfer’deki ayrı tabakaların varlığı öğrenildikten sonra, bu tabakalardan biri olan Troposfer’in, su buharının uzaya kaçmasını, yeryüzündeki canlılığının yok olmasını önlediği ortaya çıktı. Bu tabaka geri döndürücü özelliğiyle su buharının yağış olarak geri dönmesine sebep olmaktadır.
Daha önceki bölümde, gökyüzünün korunmuş olduğunu söyleyen ayeti incelerken gördüklerimizin çoğu da, gökyüzünün geri döndürücü özelliği sayesinde olmaktadır. Gökyüzü Uzay’dan gelen radyoaktif parçacıkları, radyasyonu ve zararlı ultraviyole ışınlarını Uzay’a geri yansıtarak Dünya’mızı korumaktadır. Gökyüzü böylece bir yandan Uzay’dan gelen zararlıları Uzay’a geri çevirerek, bir yandan ise Dünyamızdaki hayat için gerekli olan su buharını Dünya’ya geri çevirerek yaşamımızı devam ettirmektedir. Son asırda keşfedilen gökyüzünün bu özelliğine Kuran’da dikkat çekilmesi ne Peygamberimiz dönemindeki insanların bilgileriyle, ne de tesadüfe açıklanabilir.
Reddiyem:
Ayette kastedilenler gökte “her gün tekrarlanan” olaylardan başkası değildir. Örneğin Güneş, Ay ve yıldızlar her gün gidip gelirler. Yani –o zamanın bilgisine göre- her gün batarlar, battıkları yerden geri dönerler ve ortaya çıkarlar, sonra tekrar battıkları yerlere dönüp, gözden kaybolurlar, Dünya’nın çevresinde dönüp dururlar. İşte bunlardan dolayı göğe “dönüşlü” denmiştir.
Üstelik “rec” kelimesi yağmur manasına da gelir. Zira yağmur da belli dönemlerde yağmaz, belli dönemlerde yağar, bu her mevsim tekrarlanıp durur. Ya da su kütleleri buharlaşıp göğe yükseldikten sonra yağmur olarak yere geri döndükleri için de denmiş olabilir, ileride göreceğimiz gibi yağmurun oluşumu çok eski bilgilerdendir(ama Kur’an’da anlatılmaz). Diyanet İşleri dahil bazı mealciler ayeti şöyle çevirirler:
Yağmurlu göğe andolsun…Yani bizzat kelimenin kendisi yağmur anlamına da gelmektedir. Burada her zaman karşılaştığımız bir çelişki vardır, Allah “rec” kelimesiyle neyi anlatmak istemiştir? Yağmuru mu yoksa gökte her gün tekrarlanan olayları mı? Diyanet İşleri’nin meali mi doğrudur, yoksa ayeti şöyle çevirenlerin mi:
Dönüşlü göğe andolsun...Mucizecilerin dediklerinin aksine atmosferin özelliklerinden bahsetmediği kesindir. Göğe bunlar gibi pek çok nedenden dolayı “rec” yani “dönüşlü” denilebilir. Örneğin bağırdığımızda sesimiz yankılanır, gök bize sesimizi geri çevirir. Kur’an’da atmosferden hiç bahsedilmediğini daha önce çok kez gördük.
Kurtubi’ ise ayeti şöyle tefsir eder:
"Andolsun dönüşlü olan" yani yağmuru olan "semaya." Çünkü her yıl semadan ardı arkasına yağmur yağar. Genel olarak müfessirlcr böyle demişlerdir.
Dilciler de Er-Rac’" "Dönüş" ''Yağmur'' demektir, demişler ve suya benzettiği bir kılıcı nitelendiren el-Mütenahhil'in şu beyitini zikretmişlerdir:
"Su gibi beyazdır o, içerilere kadar işler Kalabalıklar arasında (birisinin vücuduna) battı mı o yapayalnız kalır (görülmez olur.)"
el-Halil dedi ki: "Er-Rac’ " "Bizzat yağmur" demektir. Aynı zamanda bahar bitkisi anlamına da gelir.
"Dönüşlü", faydalı anlamındadır diye de açıklanmıştır. Yağmura; "Evben" "Dönüş" denildiği gibi, bazan: "Rac’an" "Dönüş" de denilebilir. Şair şöyİe demiştir:
"O tepesine ancak bulutun sığındığı ve ancak yuvalarına dönen arılarla, Yağmur damlalarının düştüğü, çok yüksek bir kale (gibi)dir."
Abdurrahman b. Zeyd dedi ki: Güneş, ay ve yıldızlar, semada (yerlerine) dönerler. Bir taraftan doğar, diğerinden batarlar.
Melekli (semâ) diye de açıklanmıştır. Çünkü onlar, kulların amelleri ile birlikte oraya geri dönerler. Bu bir kasemdir.
Meleklerin sürekli gökte dönüp durmasına inanıldığı için bile denilebiliyormuş demek ki. Mucizecilerin keyfiyetleri hayret verici, tüm bu bilgileri görmezden gelerek, açıkça çarpıtma yoluna gidiyorlar.
Sonuç:
• Ayet gökte tekrarlanan olaylardan veya yağmurdan başka bir şey anlatmaz.
•Kur'an'da atmosferden bahsedilmediğini defalarca kanıtladık, daha önceki yazılarımı okumanızı tavsiye ederim.