Gök,Gök Katları ve Eski İnançlar

Voltaire, eskilerin göğünü anlatırken şunları yazar;
Denizlerimizden,karalarımızdan yükselip bulutları  meydana getiren buharlar,önceleri Tanrıların oturduğu yerler sanıldı.Homeros'ta Tanrılar,her zaman altın bulutlar içinde yere inerler.Onun için ressamlar,bugün hala onları,bulutların üstünde hayal ediyorlar.Ama ''Tanrılar Tanrısı''nın ötekilerden daha rahat etmesi doğru olacağından,kendisini taşısın diye O'na bir kartal verdiler.Çünkü kartal,öteki kuşlardan daha yükseklerde uçar.
Eski Yunanlılar,kentlere hükmedenlerin bir dağın tepesinde,kalelerde oturduklarını görerek,tanrıların da kaleleri olabileceğine karar vermişler ve bu kaleyi,Thessalia'da,tepesi kimi zaman bulutlarla örtülü Olimpos dağına yerleştirmişler.Öyle ki,sarayları,gökleriyle eş düzeydeydi.
 (Eski Yunan'da) atmosferimizin mavi kubbesine bağlı gibi görünen yıldızlarla gezegenler,sonradan Tanrıların evi oldu.İçlerinde yedisinin kendine özgü bir gezegeni vardı.Ötekiler de,nerede yer bulabilirlerse orada oturdular.Tanrıların genel meclisi,samanyolundan giden büyük bir salonda toplanıyordu.Öyle ya,insanoğullarının yeryüzünde belediye konakları olduktan sonra,elbette Tanrıların da havada salonları olmalıydı!
...Neyse.. Eskiler acaba:''Gök'' deyince ne anlıyorlardı?Hiçbirşey.Herzaman ''yerle gök'' diyerek bağırıp duruyorlardı.Bununsa ''sonsuzlukta bir atom'' diye bağırmaktan farkı yoktu.Doğrusunu söylemek gerekirse ''gök'' diye birşey yoktur.Yalnız boşlukta yuvarlanan bir sürü yuvarlaklar var.Bizimki de ötekiler gibi yuvarlanıp duruyor.


Eskiler göklere gitmeyi yükselmek sanıyorlardı.Ama bir yuvarlaktan öbürüne hiç yükselinir mi?


Türk Mitolojisini yazanlardan Murat Uraz şunları sıralar;
Tanrısal ikametgahlar,katlara ayrılmış göklerdedir.Başka bir deyişle:''Gökler'': büyük Tanrılarla iyi ruhların,perilerin ve meleklerin evren çapında bir apartmanı halindedir.
Cennetler,ünlü ''süt gölü'' ve Kara Han'ın yarattığı Sürve Dağı da,(Tanrı) Ülgen'in katındaki cennetlerin birinde bulunmaktadır.
Güneş,Ay,yıldızlar gibi natürist Tanrılar ise,yerlerini almış,gökler alemine ve dünyaya ışık dağıtırlar.Taoistlerin dört yönü yöneten tanrı ayarındaki dört temsilcisi ile,Göktürklerin boşluğun dört yönünde bulunan,Türk bölgelerini koruyan,renk ve Hanlık'la nitelenen Tanrıları da boşluk aleminin birer kutsal kahramanıdırlar.
Tanrı sayılan Bozkurt,Etilerin,Elamlıların kutsal boğaları,Güneş Tanrısı Şamaş'ın güçlü kartalı,Fırtına Tanrısı Teşup'un korkunç boğaları ile Tanrı'nın beyaz devesi... gök sakinlerinin kutsal kadrosunda bulunurlar.
...Gök Tanrısı Anu,Sümerlerin Anosmas dedikleri,göklerin yüksek yerindeki sarayındadır.
Altaylıların büyük Tanrısı Kara Han ile oğlu Ülgen de Şamanlarca 17 kat kabul edilen göklerin üst katlarında oturur.
...Yakutların Kayadan'ı dokuzuncu,Altaylıların Günana'sı yedinci katta,Ayatas'ı altıncı katta,Yakutların Orangay'ı dördüncü,Kuday ile Tanrıça Ayzıt üçüncü katta otururlar.
Sümerlerin kimi tanrıları da yıldızlarda oturmayı uygun bulmuşlardır.
Tunguzlara göre de,yedinci kat gökte Güneş,altıncı katta Ay bulunmaktadır.


Şamanizm'i yazanlardan Abdulkadir İnan ''eski Türkler şüphesizdir ki Şamanistlerdi'' dedikten sonra ''Çin kaynaklarının verdikleri bilgilerden anlaşıldığına göre,eski Orta Asya Şamanizminin esasları,Gök Tanrı,Güneş,Ay,yer,su,ata,ateş kültleriydi'' diyor.Ayrıca şunu belirtiyor;
...Kitaplı dinlerin Şamanizm'le beslendikleri ve bu beslenmenin gücü oranında Kuzeye nüfuzlarını sağlayabildikleri şüphesizdir.
''Efsaneler'' dinlerin ''kutsal kitaplarının'' önemli kaynaklarından.Onun için de,birinin anlattığı öbüründe de görülür.


Biruni (973-1051?),eski Hint inançlarından,bu arada Brahmanlardan söz ederken,Brahmanizm dinine bağlı olanların,kutsal kitaplarına göre nasıl bir evren görüşünde olduklarını da anlatıyor.Aktarılan bilgi şöyle: 
''Yedi kat gök ve yedi kat yer, sudaki Brahmandan meydana geldi.Yerin en aşağı tabakasının altında,bin başlı yılan bulunduğu gibi,yerin tam tepesinde,Kuzey Kutup Yıldızı'nın altında,''Meru Dağı'' bulunur.Yerin üzerinde 7 kat gök vardır ki,Güneş,Ay,yıldızlar ve gezegenler,bunun içindedir.En kutsal ırmak Ganj ırmağıdır,cenetten gelir.Güneş,Ay ve yıldızların Rabbleri(efendileri) vardır.


Brahmanizmin kutsal kitaplarından ve  İ.Ö 600-300'lerde düzenlendiği belirtilen Upanişadlar(Gizli Bildiriler) adlı kitapta şunlar anlatılmakta;
Yaratılıştan önce,yalnızca Atman(Ben,Brahman) vardı.Başka hiçbirşey yoktu.Atman(Brahman) ''dünyalar yaratayım'' diye düşündü.En yüksek dünyayı,gökyüzünü: ölümler dünyası olan yeryüzünü ve yeraltı dünyasını yarattı.


Eskilerin ''evren'' görüşünü; gök ve gök katlarına,Yere ve Yer katlarına ilişkin inançlarını da bize taşıyıp getiren,Tanrı adına sunan kutsal kitaplar.  
 Kaynak:Turan Dursun