İslam Öncesinde 7 Kat İnanışı

İSLAM ÖNCESİNDE 7 KAT GÖK İNANIŞI

7 Kat Gök

Müslümanlar Kur'an'da bildirilen 7 kat Gök bilgisi için,daha önce bilnmiyordu,ilk kez Kur'an'la ortaya çıktı gibi iddialarda bulunuyorlar.Bu nedenle de Kur'an'ın bilimsel mucizesi olarak bakıyorlar işe.
Tabi durum araştırma yapmayan müslümanlar için öyle,bir de işe sözde bilim adamı sahtekarların yanlış yönlendirmeleri karışınca,araştırmadan uzak müslümanların kafaları da bir hayli karışıyor.Kur'an'daki 7 Kat Gök hikayesini bilimsel sanıyorlar
Durum hiçde onların iddia ettikleri gibi değildir,7 Kat Gök hikayesi Kur'an'dan çok önceki dönemlere aittir.

Bu hikayenin çıkış noktalarından en basitleri;
 
1.Gökkuşağının 7 renginden dolayı,göğe 7 kat demişlerdir.
2.Gözlemlenebilir 7 gök cismi arasındaki her bir mesafeyi kat demişlerdir.

En basit 2 neden bunlardır.Yani 7 Gök hikayesi bilimsel incelemelere dayanmıyor,teleskop'a filan ihtiyaç yok.Sadece gözlemlere dayanıyor.Bir de spiritüel anlamda bakarsak,insanda 7 çakra vardır,gökle ilişkilendirilip her bir çakrayı açmak,1 kat yükselmek gibi anlamalar verilip böyle düşünülmüş olabilir bence.Müslümanların ileri derece teknolojiye ihtiyaç var demeleri,ya yanlış yönlendirme içindir,ya da araştırma yapmadıkları için.

Şimdi Birde Kaynağından okuyalım:

Şamanizm’de gök katları

Asya Şamanizm’inde şamanlar “uçuş” denilen trans yolculuklarında, kimi zaman “yeraltı” dedikleri ortama iner, kimi zaman gök katları dedikleri ortamlara çıkarlar. Altay Türkleri'nin geleneğine göre gök katları çeşitli ilâhî veya yarı ilâhî varlıklarca meskun olup, şaman, yolculuğunda bunlarla irtibat kurabilir. Fakat “uçuş” denilen bu trans deneyiminde her şaman her gök katına çıkamaz; daha doğrusu şamanlar kudretleri oranında gök katlarına yükselebilir. Asya Şamanizm’inde, herhangi bir nedenle gök katlarını aşması gereken bir şamanın önce “yeraltı” denilen öte-âleme inmesi gerekir. Ural-Altay kavimlerinde gök katları genellikle ya 7 ya da Dante’nin İlâhî Komedya’sındaki gibi 9’dur. Gök katlarının sayısı tüm şamanist toplumlarda aynı değildir. Kimi şamanist geleneklerde “yeraltı” denilen öte-âlem de 7 kata ayrılır ki, bu durumda algılanamayan katların toplamı 14’ü bulur. Eski şamanların 13’üncü gök katını aşabilmiş oldukları söylenir. Altaylılar ise hem 7 ve 9 kat gökten, hem de 12,16 ve 17 kat gökten söz ederler. Altay, Yakut ve Uygur Türkleri’nin geleneklerine göre, insanların yaşadığı Yer, ölülerin göçtüğü “yeraltı” (öte-âlem) ve spiritüel Gök’ten oluşan üç ortam, merkezlerinden geçen bir eksenle birbirine bağlıdır ki bu eksenin iki ucu Yer’in Göbeği ve Göğün Göbeği olarak kabul edilir.
Ben sadece şamanizmdeki bölümü alıntıladım,kaynakta daha fazlası var:
 
http://tr.wikipedia.org/wiki/Gök_katları

Ayrıca;astronomi tarihine bakarsak şöyle bir görüşleri var;

ARISTO : ( M.Ö. 384 - M.Ö. 322 )

Zamanın filozoflarından olan Aristo, Ay evrelerini doğru açıklamıştır. Ay'ın ışık yaymadığını Güneş'ten aldığı ışığı yaydığını doğru olarak açıklamıştır. Ay tutulması sırasında Dünya'nın gölge sınırı Ay üzerindeki görüntüsü yay şeklinde olduğundan Dünya küre biçimli olmalıdır yorumunu yapmıştır. Dünya'nın küre olduğunu gösteren ilk kanıttır. Eudoxus modeline inanıyor ve o modeli geliştiriyor. Geliştirdiği bu modeli yeni gözlemlerle açıklamak için 55 küreye ihtiyaç duyuyor. Çember değil küre olmasının nedeni dini inanışlara dayanmaktadır. Gök cisimleri hep küre biçimlidir. En mükemmel cisim Dünya, diğerleri Dünya' ya benzemiyor. Gök cisimlerinin boşlukta nasıl durduklarını düşünmüşler, bu soruya buldukları cevap, gök cisimlerinin görünmez küreler üzerinde durduğu şeklindedir.

Birbiri üzerinde dönen ve kayan kristal küreler ses çıkarıyorlar. Sadece günahsız iyi kullar kürelerin sesini duyabiliyorlar. Gök cisimlerinin dönmelerini frekansa çevirince 7 tane ayrı ses, nota bulunmuştur. Müzik bu şekilde doğmuştur. 7 tane birincil çember vardır. Satürn'ün dışındaki kürede yıldızlar var. Bu kürelerin araları sayıldığında 7 tane kat var. Bütün büyük dinlerde bu yedi aralığa göğün 7 kat olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Yedi gök cisminden haftanın her gününe birinin adı verilmiş. Haftanın 7 gün olması da o dönemdeki gök cisimlerinin sayısı ile ilgilidir.

Aristo gelmiş geçmiş en büyük, en zengin ve güçlü filozoftur. Aristo görüşlerini o kadar kabul ettiriyor ki, o ne derse doğrudur diye düşünülüyor. Astronomi konusunda görüşleri yanlış olduğu halde rönesans dönemine kadar onun görüşlerine inanılıyor ve farklı görüşler olsa da Aristo'ya ters düşmemek için örtbas ediliyor ve astronomik görüşler ilerlemiyor.

Aristo'dan sonra yaşayan ve dikkate alınmayan filozoflar: Heraklides, Aristarchus, Eratesthenes, Hipparchus ve Batlamyus'tur.

Görüldüğü gibi bunu çok eskiler iddia etmişlerdir,dinlerde kopyalamışlardır.
Bu kadar kanıtı yeterli görüyor ve müslümanlardan şu mucize iddialarından vazgeçmelerini istiyorum.Artık kandırmayı ve kandırılmayı bırakmalılar.