Canlıların Kopyalanması

CANLILARIN KOPYALANMASI

"Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allah'ın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim." Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse, kuşkusuz o, apaçık bir hüsrana uğramıştır. (Nisa Suresi, 119)

Yukarıdaki ayette "kesmek, koparmak" anlamına gelen "betteke" fiilinden türemiş "yubettikunne" ifadesi geçmektedir. Ayette geçen "yugayyirunne" ifadesi ise "başkalaştırmak, değiştirmek, bir şeyi ilk şeklinden bozup değiştirmek" anlamlarına gelen "gayyere" fiilinden türemiştir. Her iki fiilin sonunda, pekiştirme yapan "nun" harfi yer almaktadır; böylece ayette geçen fillere kesinlik anlamı katılmıştır. Nisa Suresi'nin 119. ayetindeki bu ifadeler düşünüldüğünde, bir yönden canlıların kopyalanması ya da klonlanması olarak bilinen bilimsel çalışmalara işaret ediliyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Çünkü klonlama deneyleri, genellikle kopyalanacak hayvanın kulağından alınan hücrelerle gerçekleştirilmektedir. Diğer bir deyişle tam ayette dikkat çekildiği gibi, "hayvanların kulağından kesilen" doku örneğinden hücre alınmasıyla kopya canlı üretilmektedir.



http://www.kuranmucizeleri.com/bilimsel_mucizeler_97.html


İlgili iddia bu fakat doğru değildir,klonlamaya işaret etmiyor ayet.Putperestler "Bahire" ve "Şaibe" ismini verdikleri putlara adarken yarıyorlarmış hayvanların kulaklarını.


Taberi'nin Terfsirine Göre:

Âyet-i kerimede, şeytanın bir kısım kullara emrederek onlara, hayvanların kulaklarını yardırdığı beyan edilmiştir. Burada, kulaklarının yardırılacağı beyan edilen hayvanlardan maksat, bu şekilde işaretlenerek tağutlara ve putlara tahsis edilen "Bahire" ve "Şaibe" gibi isimlerle isimlendirilen hayvanlardır.

Bu hususta Katade ve Süddi demişlerdir ki: "Şeytanın müşriklere verdiği vesvese üzerine onlar hayvanların kulaklarını yarıp "Bahire" ve "Şaibe" adını takıyor ve putlarına adıyorlardı."

Âyet-i kerimede, şeytanın, kendisine uyan insanlara emrederek Allah´ın yaratışım değiştireceği zikredilmektedir. Müfessirler, âyette geçen ve "Allah´ın yaratışı" diye tercüme edilen ifadesini çeşitli şekillerde izah etmişlerdir.

a- Abdullah b. Abbas, Enes b. Malik, Rebi1 b. Enes, İkrirne ve Ebu Salih´e göre burada bir kısım insanların, şeytanın kendilerine emretmesiyle değiştirdikleri "Allah´ın yaratışı"ndan maksat, hayvanları kısırlaştırmaktır. Ancak Ha-san-ı Basri´nin, koçlarını kısırlaştırılmasında bir mahzur görmediği, Mücahid´in de buradakinden maksadın, "Allah´ın dini" demek olduğu rivayet edilmiştir.

b- Abdullah b. Abbas, İbrahim en-Nehai, Mücahid, îkrime, Hasan-ı Bas-ri, Katade, Kasım, Süddi, Dehhak ve İbn-i Zeyd´den nakledilen diğer bir görüşe göre âyette bir kısım insanların, şeytanın emriyle değiştirdikleri zikredilen "Allah´ın yaratışından maksat, "Allah´ın dinidir" Buna göre şeytana tabi olanlar, onun emriyle Allah´ın dinini değiştirmeye kalkışırlar." demektir.

c- Hasan-ı Basri ve Abdullah b. Mes´ud´dan nakledilen diğer bir görüşe göre burada "Allah´ın yaratışını değiştirme" diye zikredilen şeyden maksat, insanların "Dövme" yaptırmaları, dişlerini törpületerek aralannı açtınnalan, tüylerini aldırmaları vb. şeylerdir.

Bu hususta Abdullah b. Mes´ud´un şunları söylediği rivayet edilmiştir. "Allah, vücuduna dövme yaptıran kadına da yapan kadına da, tüylerini alan kadına da aldıran kadına da, güzeleşmek için dişlerini torpilleterek aralarını açan kadına da, kısacası Allah´ın yarattığını değiştiren her kadına da lanet eder. 

Taberi diyor ki: "Bu görüşlerden tercihe şayan olanı, "Allah´ın yarattığından maksat Allah´ın dinidir." diyen görüştür. Zira diğer bir âyet, bu âyetteki "Allah´ın yarattığından maksadın", Allah´ın dini olduğunu ifade etmektedir ki o âyet de şudur: "Ey Muhammed, hakka yönelerek yüzünü dosdoğru bir şekilde dine çevir. Bu, Allah´ın insanlara verdiği bir fıtrattır. [286]

Âyet-i kerimede geçen "Allah´ın yaratışından maksadın din olduğu söylendiği takdirde burada zikredilen diğer bütün görüşler bunun içine girmiş olur. Zira, Allah´ın, kısırlaştırmasını yasakladığı varlığı kısırlaştırmak, dövme yapmak gibi yasakladığ işeyleri yapmak, Allah´a karşı gelmektir ve onun dininin hükümlerini değiştirmeye kalkmaktır. Âyeti genel bir şekilde yorumlayarak dinin herhangi bir hükmünü değiştirmeye kalkmanın burada zikredildiğini söylemek dinin sadece belli hükümlerinin değiştirilmesini kasdettiğini söylemekten daha evladır. Âyetin sadece kısırlaştırmayı veya dövme yaptırmayı yasakladığını söylemek onu geniş mânâsından çıkarıp dar bir mânâda izah etmek olur ki bu da isabetli değildir.

Görüldüüğü gibi durum bundan ibarettir,tamamen Arapların uygulama biçimleri,bilim adamları koyunların kulaklarını putlara adak için kesmediklerine göre,bu ayette bilim filan yoktur.Zaten o zamanki var olan,bilinen durumlar anlatılmaktadır.