Ufo Mucizesi


Bu da Tevrat'taki hayranlık veren ayetlerden biridir.Açıkça bir UFO tarif edilir.Özet olarak Peygamber Hezekiel ''uçan-metal-tekerlekli-içine binilebilen'' bir aracı tarif etmektedir hem de günümüzden 2500 yıl önce!Ve bu Tevrat'ın en harika mucizelerinden biridir.Şimdi sizleri yazıyla başbaşa bırakıyorum;


(Tevrat,Hezekiel)
 
«Ve otuzuncu yılda, dördüncü ayda, ayın besinci gününde, ben
Kebar ırmagı yanında sürgünler arasında iken vaki oldu ki, gökler
açıldı… Ve baktım, ve iste, kuzeyden buran yeli, durmadan ates
saçan büyük bir bulut geliyordu, çevresinde parıltı ve ortasında
sanki ates ortasında ısıldayan maden. Ve onun ortasından dört
canlı yaratık benzeri çıktı. Ve onların görünüsü söyle idi: Onlarda
insan benzeyisi vardı ve her birinin dört yüzü vardı ve onlardan
her birinin dört kanadı vardı. Ve ayakları dogru ayaklardı; ve
ayaklarının tabanı buzagı ayagının tabanı gibiydi ve cilâlı tunç gibi
pırıldamakta idiler.»


Görüldügü gibi Hezekiel aracın yere nasıl indigini ayrıntılarıyla anlatıyor: Kuzeyden, ısıklar saçan, pırıldayan bir sey, çöl kumlarını havalandırarak yaklasıyor ve yere konuyor. Tevrat ikide birde Tanrı’nın her yerde bulundugunu belirtir. Öyleyse Tanrı burada neden belirli bir yönden geliyor? Hem her seye kadir olan Tanrı’nın istedigi yere gitmesi için bu kadar gürültü patırtı çıkarmasına gerek var mıdır?
 
Durumu biraz daha aydınlatmak için Hezekiel tanıklıgını izleyelim:
 
«Ben canlı yaratıklara bakarken, iste canlı yaratıkların yanında,
onların her yüzü için yerde bir tekerlek vardı. Tekerleklerin ve
yapılarının görünüsü zümrüt gibi idi; ve dördünün benzeyisi ve
görünüsleri ve de yapıları sanki tekerlekler içinde tekerlek.
Yürüdükleri zaman dört yanlarına da giriyorlardı; dönmeyerek
yürüyorlardı. Tekerlek çemberleri ise yüksekti ve korkunçtu; ve
dördünün çemberleri çepçevre gözlerle dolu idi. Ve canlı
yaratıklar yürüdükçe, tekerlekler onların yanında yürüyorlardı; ve
canlı yaratıklar yerden yükseldikçe, tekerlekler yükseliyorlardı.»

 
Anlatımın sasırtıcı ölçüde güzel oldugu göze çarpıyor. Hezekiel tekerlek içinde tekerlek oldugunu ve tekerleklerin yürürken dönmediklerini söylüyor. Tekerleklerin çok hızlı dönmesi yüzünden olusan, çok belirgin bir göz yanılması! Anlasılan, Hezekiel, Amerikalıların bugün çölde ve bataklık bölgelerinde kullandıkları araçların bir benzerini görmüstü. Bu durumda tekerleklerin kanatlı yaratıklarla birlikte havaya yükselmesi de açıklıga kavusuyor. Çünkü çok amaçlı araçlar; sözgelisi bir amfibik helikopter havalandıgı zaman, dogal olarak, tekerleklerinide beraberinde götürür… 

Hezekiel’i dinlemeye devam edelim:
 
«Ve bana dedi: Âdemoglu, ayak üzerine dikil de seninle
söyleselim… Ve arkamdan: Rabbin izzeti kendi yerinden mübarek
olsun diye büyük bir gürleme sesi isittim. Ve canlı yaratıkların
kanatları birbirine dokundukça onların sesini ve yanlarındaki
tekerleklerin gürültüsünü; büyük gürleme sesini isittim.»

 
Hezekiel aracın kesin tarifini yaptıktan baska, nasıl havalandıgını da anlatıyor. Tekerlek ve kanatların ‘büyük gürleme sesi’ çıkardıgını söylemesi, onun bu olaya kesinlikle tanıklık ettiginigösteriyor. ‘Tanrılar’ Hezekiel’Ie konustuktan ve ülkenin yasalarını düzeltmesini emrettikten sonra onu yanlarına alarak götürüyorlar ve korkmamasını yurdunu henüz yüz üstü bırakmadıklarınısöylüyorlar. Bu olay Hezekiel’i öylesine etkilemis olmalı ki, aracı degisik bölümlerde bıkmadan usanmadan anlatmaya devam ediyor. Üç yerde daha. ‘Dört yöne gidebilen ve giderken dönmeyen tekerleklerden’ söz ediyor. 

Özellikle etkilendigi nokta aracın ‘çepçevre gözlerle dolu’ olusu. Tanrılar ona gözleri oldugu halde görmeyen, kulakları oldugu halde duymayan bir «asi evinin» ortasında oturdugunu söylüyorlar. Yurttasları hakkında iyice aydınlandıgını görünce, bu tür ziyaretlerde hep oldugu gibi, yasalarla ilgili ögütler, emirler ve düzgün bir uygarlık için gereken ipuçları vererek gidiyorlar. Hezekiel görevini benimsiyor ve ‘tanrıların’ emirlerini yaymaya koyuluyor.  

Bir kez daha degisik sorularla karsı karsıyayız.Hezekiel’Ie kimler konusmustu? Bunlar nasıl yaratıklardı? Kelimenin geleneksel anlamıyla ‘tanrı’ olmaları imkânsızdı; çünkü bir yerden ötekine gitmek için araç kullanılıyordu. Böylesine bir hareket ise, her seye kadir olan Tanrı ile kesinliklebagdasmıyordu.

Devam:


RAB'bin Yüceliği Tapınağı Bırakıyor

1.Baktım, Keruvlar'ın başı üzerindeki kubbenin üzerinde laciverttaşından tahta benzer bir nesne gördüm.

2.RAB keten giysili adama, "Keruvlar'ın altındaki tekerleklerin arasına gir. Avuçlarını Keruvlar'ın arasındaki ateş közleriyle doldurup kentin üzerine közleri saç" dedi. Adamın oraya girdiğini gördüm.

3.Adam oraya girdiğinde, Keruvlar tapınağın güney tarafında duruyordu. Bulut tapınağın iç avlusunu doldurdu.

4.RAB'bin görkemi Keruvlar'ın üzerinden ayrılıp tapınağın eşiğine gitti. Tapınak bulutla doldu. Avlu RAB'bin görkeminin parıltısıyla doluydu.

5.Keruvlar'ın kanatlarının sesi dış avludan bile duyuluyordu; tıpkı Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın sesi gibiydi.

6.RAB keten giysili adama, "Keruvlar'dan ve tekerleklerin arasından ateş al" diye buyurunca, adam oraya girip bir tekerleğin yanında durdu.

7.Sonra Keruvlar'dan biri aralarındaki ateşe elini uzattı, biraz ateş alıp keten giysili adamın avuçlarına koydu. Adam ateşi alıp oradan ayrıldı.

8.Keruvlar'ın kanatları altında insan eline benzer bir şekil göründü.

9.Baktım, her Keruv'un yanında birer tane olmak üzere dört tekerlek gördüm. Tekerlekler sarı yakut gibi parıldıyordu.

10.Dördü de birbirine benziyor, iç içe girmiş bir tekerleği andırıyordu.

11.Hareket edince Keruvlar'ın baktıkları dört yönden birine doğru, sağa sola dönmeden ilerliyordu. Ön tekerlek nereye yönelirse, öbür tekerlekler de onun ardınca gidiyordu.

12.Keruvlar'ın bedenleri - sırtları, elleri, kanatları - ve dördünün de tekerlekleri çepeçevre gözlerle doluydu.

13.Tekerleklere "Dönen tekerlekler" dendiğini duydum.

14.Her Keruv'un dört yüzü vardı: Birinci yüz öküz yüzüne, ikincisi insan yüzüne, üçüncüsü aslan yüzüne, dördüncüsü kartal yüzüne benziyordu.

15.Keruvlar yukarıya doğru yükseldi. Bunlar daha önce Kevar Irmağı kıyısında gördüğüm canlı yaratıklardı.

16.Keruvlar hareket edince, yanlarındaki tekerlekler de hareket ediyor, Keruvlar yerden yükselmek için kanatlarını açınca, tekerlekler de yanlarından ayrılmıyordu.

17.Keruvlar durduğunda onlar da duruyor, Keruvlar yerden yükseldiğinde onlar da yükseliyordu. Çünkü yaratıkların ruhu tekerleklerdeydi.

18.RAB'bin görkemi tapınağın eşiğinden ayrılıp Keruvlar'ın üzerinde durdu.

19.Ben bakarken Keruvlar kanatlarını açıp yerden yükseldi, tekerlekler de onlarla yükseldi. RAB'bin Tapınağı'nın Doğu Kapısı'nın girişinde durdular. İsrail Tanrısı'nın görkemi onların üzerindeydi.

20.Kevar Irmağı kıyısında, İsrail Tanrısı'nın altında gördüğüm ve Keruvlar olduğunu anladığım canlı yaratıklar bunlardı.

21.Her birinin dört yüzü, dört kanadı vardı. Kanatlarının altında insan elini andıran bir şey vardı.

22.Yüzleri Kevar Irmağı kıyısında gördüğüm yüzlere benziyordu. Her biri dosdoğru ilerliyordu.


Bu yazının tamamına:


Linkten ulaşabilirsiniz.