Başörtüsü Farz Değil


Bu yazımda sizleri Kur'an'daki  başörtüsüyle ilgili karmaşadan kurtarıp,başörtüsünün farz olmayışını basitce anlatmaya çalışacam.

Ayet ayet inceleyelim;

İlk ayetimiz Nur suresi 331. ayet:

Nûr 24/31 : İnanan kadınlara da söyle : Bakışlarını kontrol altına alsınlar, ırzlarını korusunlar. Süslerini (zinetlerini) açıkta kalanlar dışında göstermesinler. Örtülerini (hımar) göğüs yırtmaçlarının üstüne kapatsınlar... 

Buradaki altın kelime örtü manasına gelen "hımar" kelimesidir.Bu kelime gelenekksel İslam tarafından çarpıtılıp "başörtüsü" manasına sokulmaktadır.

1.(Bkz.Prof.Dr. Zekeriya Beyaz-İslâm ve Giyim Kuşam-Say:280-283


2.Arapça sözlükler El Mucem ul Vasıf, El Müncid, Lisanı Arap, Tacul Arus’dan “hımar”ın temel manasının “örtmek” olduğunu göstermektedir.

Anlaşılıyor ki mezheplerin yorumundan sonra “hımar” kelimesi ile sırf başörtüsünün anlaşılmaya çalışılması, bu sözlüklerde bu kelimenin bir manasının “başörtüsü” olmasını sağlamıştır.

3.Yine eski arap yazılarına göre "hımar" kelimesinin yere konulan, masaya örtülen veya herhangi bir örtüyü tarif edebileceğini görürüz. Hımar, başı örterse başörtüsü olur, masaya konursa masa örtüsü olur. )

Birçok mealde başörtüsü diye çevrilir ama bu geleneksel İslamın sonucudur.Lugatlarda "örtü" anlamına geldiği görülür.

Buna göre başörtüsü farz olmaz.

Eğer başörtüsü anlamına gelseydi?

Yine başı örtmek farz olmazdı ayette vurgu yakalaradır.

"Başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler" hükmü başın değil yakaların örtülmesini emreder.Örneğin "masa örtüsünü yere örtün" cümlesinden ne anlıyorsak ayettende onu anlarız.Başörtülmesi önemli değil yakaları örtün diyor.Zaten sıcaktan dolayı erkekler bile başlarını örtüyorlar.O devrin kadınları çok seksi gezdikleri için Allah hüküm indirmiş.Ben bu hükümden başlarda örtü varsa bile o örtüyü başından çıkarıp yakalarına örtmeleri gerektiğini anlarım,zaten öyle değil midir?

İkinci Ayet Ahzab 59:

33/59 : Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini (cilbâb) üzerlerine alsınlar. Tanınıp incitilmemeleri için bu çok daha uygun bir yoldur... 

Buradaki kelimemiz "cilbab".

Cilbâb, vücudun bütün bölümünü kaplayan geniş bir örtüdür. Baş kapanacak veya saçın bir teli bile görünmeyecek diye bir kayıt yoktur. 

Yani bu ayettende başörtüsü veya çarşaf çıkmaz.

Bir diğer önemli husus "tanınma" meselesidir.Onun hikayesi kısaca şöyledir:

Ayetin indiği dönemlerde Arap evlerinin içinde tuvalet yoktu. Bu ihtiyacı gidermek için hür kadınlar dışarıya çıktıklarında, o devirde devlet koruması ve otoritesi olmadığından, bazı ahlâksız serserilerin saldırısına ve cinsel tacizine uğramaktaydılar. Sarkıntılık edenler, cariye sanmıştık diye kendilerini savunuyorlardı. Olay Muhammed'e anlatılmış, ayet de bunun üzerine inmiştir. Hür müslüman kadınların cariyelerden ayırt edilebilmesi için, dış elbise (cilbâb) giymeleri önerilmektedir. Cilbâb, vücudun bütün bölümünü kaplayan geniş bir örtüdür. Baş kapanacak veya saçın bir teli bile görünmeyecek diye bir kayıt yoktur. 

Olay kısaca budur.İslam'ın cariyelere mal gibi davrandığının,onları aşağılık olarak gördüklerinin bir kanıtıda budur.Cariyelerin başına gelebilecekler önemli değildir,hür kadınlar için ayet iner.Allah cariyeleri koruma gereği duymamıştır nedense.Neyse bu ayrı konu,asıl konumuza geri dönersek:

Cilbab çarşaf anlamına gelse bile o zamanın şartlarına göre inmiş bu ayetin hükmü günümüzde geçersizdir.Zira bugün tuvaletler dışarıda değildir,o devirdeki gibi tanınıp incitilme meseleside söz konusu değildir.Bugünkü kanunlar çarşaflı ya da çarşafsız olsun tüm kadınları korumaktadır.Cariyelik-kölelik ise tarih olmuştur her insan hürdür.Dolayısıyla cariye-hür kadın ayırımı olamaz.Bu ayet günümüzde hükümsüzdür.

Üçüncü Ayet Nur 60:

24/60 : Artık nikâh arzuları kalmamış, hayızdan ve evlâttan kesilen kadınların, kasden süslerini (zinetlerini) göstermeye çalışmadan, örtülerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama sakınmak için titiz davranmaları, kendileri için daha hayırlıdır...

Kur'an; çocuk yapma ümidi kalmayan yaşlı hanımları, örtünmenin dışında tutmaktadır. Ancak iffetlerini korumaları, dikkat çekici, tahrik edici giyinmemeleri, vücut teşhirciliği yapmamakta titiz davranmaları, kendileri için daha hayırlı olacağı vurgulanmaktadır.

Hacca giden bazı yaşlı hanımlarımız; daha önceleri normal giyindikleri halde, hac dönüşlerindeki aşırı örtünmelerinin nedeninin, bu ayeti bilmediklerinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Ayette görüldüğü gibi, çocuk yapma ümidi kalmayan hanımların örtünme yükümlülükleri kalmamaktadır. 


Görüldüğü gibi başörtüsü farz değilmiş.Binbir türlü taklayla farzlaştırmaya çalışıyorlarmış.

Daha ayrıntılı bilgiler için;


Linklerini tıklayabilirsiniz.

Umarım öğretici bir yazı olmuştur...